Beşiktaş 3–1 Galatasaray: Değişen baskı planı ve harika geri dönüş

Beşiktaş’ın Fenerbahçe’den sonra Galatasaray’ı da şaşalı bir şekilde mağlup ettiği derbiyi siyah-beyazlıların topsuz oyun tercihleri üzerinden okumak mümkün.

Emre Özcan
Tardini

--

“Bana sürekli nasıl oynayacaksın diye soruyorlar? Bana rakibimin nasıl oynayacağını söyleyin, size nasıl oynayacağımı söyleyeyim. Bizi nasıl karşılayacaklar? Bize nasıl hücum edecekler?”

Arsenal’le geçtiğimiz hafta Premier League’de final niteliğinde bir maça çıkan Manchester City’nin patronu Pep Guardiola, maçtan önceki basın toplantısında bir soruyu cevaplarken yukarıdaki cümleyi sarf etti. Aynı Guardiola’nın Marti Perarnau’nun Pep Confidential kitabında rakiplerin onun takımlarını nasıl karşılayacağına dair takıntılı olduğunu ve bunun önemine dair sayısız cümleyle oyunu konuştuğunu da biliyoruz. Toplu oyun bir topa sahip olma takımı için en önemli şey gibi görünse de o topu nasıl kazandığınız aslında topu kullanma şeklinizi de belirliyor ve karşılama ya da pres bu nedenle son 20 yılın en moda futbol konularının başında geliyor.

Şenol Güneş de dünkü derbide Galatasaray’a karşı bir karşılama planı yaptı. Galatasaray’ın oyunu nasıl kurduğunu biliyordu ve Galatasaray bu yönden sürprizli bir takım değildi. Sezon başından beri oyunu iki stoperi ve önündeki Torreira ağırlıklı olmak üzere 2+1, bazen de Sergio’nun katılımıyla 2+2 şeklinde kuran Galatasaray’a Şenol hocadan maçın başında temkinli bir karşılama planın gelmesi dikkat çekiyordu.

Beşiktaş maçın ilk bölümünde iki stopere sadece Aboubakar’la gitti ve Torreira’ya da çok yakın oynamamayı tercih etti. İlki bir tercihti ve anlaşılabilirdi ama ikincisi bu ligin en mahir ayaklarına sahip 6 numarasına karşı bir hata gibi görünüyordu. Önde iki stopere tek oyuncuyla gitmek arkada ekstra oyuncu yaratmak ya da bazen orta sahadaki 1v1 eşleşmelerden vazgeçmemek için yapılan tercihlerden biri. Galatasaray’ın stoper tandeminde Nelsson gibi ayak kalitesi vasat bir oyuncu bulunurken bu mantıksız da görünmüyordu. Ama Beşiktaş’ın orta sahada da rakiple yakın oynamaması maçın ilk bölümünde Galatasaray’ı çok rahatlattı. Yukarıdaki pozisyonda da Aboubakar’ın iki stoperi kontrol etmeye çalıştığını ve savunma önünde pozisyon alan Torreira’ya Gedson’un çok uzakta olduğunu görüyoruz. Redmond ikinci stoperin üzerindeymiş gibi görünmekle birlikte bunu maçın devamında asla tekrarlamadı ve hep Adekugbe’yle eşleşti. Bu durum Beşiktaş için sorunların başlangıcı demekti.

Yarım dakika sonra solda topla buluşan Abdülkerim’in önünde büyük bir boşluk var. Torreira, Sergio ve Nelsson kontrol altında ama Beşiktaş bunu yaparken bir başka kaliteli ayak Abdülkerim’den vazgeçiyor ve ona hem büyük bir alan hem de büyük bir zaman veriyor.

7–8 saniye topun üzerinde çok rahat olan ve baskı görmeden öne oynayan Abdülkerim, yine baskı altında olmayan Kerem’i görüyor. Topu alıp dönen Kerem yakınında bir oyuncu yokken merkezde 3v3 eşleşme oluşturan Galatasaray hücumcuları için çok net bir arkaya oynama fırsatı elde ediyor. Ama oynadığı top Saiss tarafından kayarak müdahaleyle bertaraf ediliyor. Fakat bu, iki oyuncunun bu kadar rahat olduğu bir ortamda Beşiktaş’ın rakibine vermemesi gereken bir aksiyon.

8. dakikanın başında yine benzer bir durum mevcut. Aboubakar, Nelsson’un üzerinde ve Gedson bu kez öne çıkarak Torreira’yı marke ediyor. Fakat Abdülkerim bomboş ve çok rahat top alma imkanına sahip. Salih, Torreira-Gedson ikilisinin hemen arkasında ortada. Sergio’yu kontrol ediyor olsa Abdülkerim’e çıkmaması anlaşılabilir ama etrafında kimse yokken aldığı pozisyon çok anlamlı görünmüyor. Ligin topla en yetenekli yerli stoperine bir kez daha fazlasıyla alan ve zaman veren bir Beşiktaş karşılaması mevcut.

Aradan 6 saniye geçtikten sonra Salih ve Redmond, Sergio’ya yaklaşmış durumda. Abdülkerim’in rahat kısa çıkabileceği bir oyuncu da yok. Fakat Galatasaray’ın ön tarafı yine rakip savunma hattına çok yakın ve kaliteli bir ayağa uzun bir süre boyunca baskı görmeden kaliteli bir uzun top yollama şansı siyah-beyazlılar tarafından veriliyor.

Burada arkada ekstra bir kişi olma isteğini anlamak mümkün. Amir’in Mertens’in hatlar arası oyununu kontrol etmesi, Salih’in Abdülkerim’e atlamamasını beraberinde getiriyor. Zira merkezden bir oyuncu (mesela Salih) ikinci stopere atlasa, bu Beşiktaş’ın savunma önü oyuncusunun da (Amir) Sergio’ya çıkmasını beraberinde getirecek ve hem Mertens demarke kalacak hem de Galatasaray arkada 4v4 durumlar elde etme şansına sahip olacak. Fakat önden vazgeçip arkada fazla olmayı tercih eden Beşiktaş, öndeki eksik durumları iyi gölge markaj ve yönlendirmeyle çok iyi idare edemedi.

Yine 8. dakikanın içindeyiz. Aboubakar’a baskıda katılan oyuncu yine Gedson. Yine 3v2 durumu var. Torreira iki stoperin arasına düşerek top istiyor. Önden hiçbir takip ya da baskı yok. Sonrasında topla iki Beşiktaşlı arasından rahatlıkla çıkıyor.

Dört saniye geçmesine rağmen herhangi bir baskı görmüyor. Gedson’un ve Torreira’ya en yakın diğer orta saha olan Salih’in durumdan ne kadar rahatsız oldukları jestleriyle ortada. Torreira önündeki dört opsiyona da oynayacak zaman ve alana sahip.

12. dakikadaki bu görüntü bir oyun kurulumu değil. Beşiktaş’ın uzun topunu direkt bir şekilde Nelsson’un bu karşılama anında Danimarkalı stoper, Torreira’yı tek topta görmekte zorlanmıyor. Ama Beşiktaş’ın kompaktlığında yine problem mevcut. Cenk-Aboubakar ikilisi arkadan herhangi bir şekilde ikinci top için desteklenmiyor ve bu gelişi güzel uzun topun sonrasında Torreira’nın topu almasıyla oyuncu hiçbir baskı altında olmadan yine istediği kararı verip istediği icrayı yapma şansına sahip.

Geç gelen bir reaksiyon sonrasında Torreira topu sol bek Adekugbe’ye oynuyor ve Kanadalı oyuncu da merkezde yine bomboş olan ve hiçbir baskı altında olmayan Sergio’yu görme şansına sahip. Amir yine iki ellerini açarak durumun ne kadar rahatsız edici olduğunu gösteriyor. Beşiktaş yine kaliteli bir ayağa net bir alan ve zaman veriyor.

Aradan geçen dört saniye sonrasında Sergio hala baskı görmüyor. Amir elleriyle yine takım arkadaşlarına baskıya çıkmaları için işaret ediyor.

Siyah-beyazlılarda Aboubakar özellikle zaman zaman baskı yönlendirme yaparak Şenol Güneş’in Nelsson’un top kullanmasını istediğini de gösterdi.

18. dakikada Aboubakar yine iki stoperi kontrol ediyor. Ama durduğu yer Abdülkerim’e yapılacak bir pasın pres tetikleyici olduğunu işaret edecek bir pozisyon. Durumun farkında olan Torreira elleriyle Nelsson’un topla çıkmasını işaret ediyor. Nelsson başka bir pozisyonda bunu yapıyor.

12. dakikada Aboubakar bu kez tamamen Abdülkerim’le oynuyor. Merkezde Gedson ve Salih, Torreira ve Sergio’yla eşleşmiş durumda. Nelsson rahat bir şekilde topla çıkma şansına sahip. Torreira yine takım arkadaşını eliyle işaret ederek çıkması için yüreklendiriyor.

Beşiktaşlı iki orta saha arasından çıkan Nelsson, sol kenara rahat bir uzun top oynuyor.

Bu isabetli uzun, Adekugbe tarafından iyi kontrol edilip kullanılamıyor. Dolayısıyla baskı yönlendirmede dahi vasat ayaklara sahip bir oyuncuyu rahat çıkarıp ona rahat bir uzun vurduran Beşiktaş’ın daha yetenekli ayaklara da benzer bir rahatlığı vermesinin tehlikeleri aslında bu pozisyonla bile ortaya çıkıyor. Galatasaray’ın golünde de Abdülkerim, Torreira ve Sergio’nun çok rahat top alıp baskı görmemesi rol oynadı.

Nelsson’dan Abdülkerim’e oynanan top ve başarılı stoper bu topu kullanacak rahatlığa sahip.

Birkaç saniye sonra Sergio’ya ulaşan top Torreira’ya dönüyor. Torreira’nın çevresinde yine hiçbir oyuncu yok ve Uruguaylı orta saha çok rahat. Bunun mantıklı olmadığına kanaat getiren Gedson derinden Torreira’ya baskıya çıkıyor.

Sağ kenardaki Boey’e pas verecek vücut açısını oluşturan Torreira, Gedson’u kandırıyor. O pas açısını kapatmak için oyuncunun sağına saldıran Gedson, Uruguaylı orta saha tarafından terse dönülerek kolaylıkla ekarte ediliyor.

Rakibinden kurtulan Torreira, hatlar arasında konumlanan ve baskı altında olmayan Sergio’ya rahatlıkla oynama şansına sahip.

Onun pası sonrasında Sergio topun dibine girerek Rashica’ya oynuyor ve sonrası Kosovalı oyuncunun asistiyle gelen Icardi golü. Beşiktaş tek bir oyun kurulumunda üç yetenekli ayak Abdülkerim, Torreira ve Sergio’ya hiç baskı göstermeden bu oyuncuların top kullanmasına izin veriyor. Hal böyle olunca iyi bir hücum sonrasında gol bir noktada kaçınılmaz hale geliyor.

Beşiktaş ilk 20 dakikada Torreira-Sergio-Abdülkerim-Nelsson dörtgenine hep eksik gitti. Bazen bu oyuncuları iki oyuncuyla karşıladı. Nelsson dışında çok kaliteli üç ayağa bu zamanları ve alanları vermek mümkün değildi ve 20 dakika boyunca rakibinin oyun kurulumları sonrasında topu kendi birinci bölgesine getirmesini izleyen Beşiktaş, 1–0 sonrasında karşılama-baskı planını tamamen değiştirdi ve bire birleri ortaya çıkarmaya başladı. Şimdi bunun sonuçlarını görelim.

29. dakikada Abdülkerim-Nelsson ikilisine Aboubakar-Gedson’la çıkan Beşiktaş’ın Danimarkalı stoperi geri pasa zorladığını görüyoruz.

Bir dakika sonra top Muslera’nın ayağında ve her yerde bire bir mevcut. İlk 20 dakikanın aksine Abdülkerim de Torreira da dolu. Bu kez boş olan ve baskı görmeyen oyuncu Muslera. O da kısa çıkabilecek bir oyuncu göremeyince uzun vurmaya başlıyor.

36. dakikada yine iki stopere Gedson-Abou ikilisiyle giden Beşiktaş, Nelsson’u bir kez daha geri dönmeye zorluyor.

Sekiz saniye sonra aynı 1v1 durumu mevcut ve Muslera yine uzun vuruyor.

38. dakikada aynı durumu bir kez daha görüyoruz. İki stoper aynı ikili tarafından paylaşılmış halde. Takımının uzun top frekansının arttığının farkında olan Torreira, yine eliyle Muslera’yı sakinleştirmeye çalışıyor. Zira arkasındaki Salih bu kez ona çıkmış durumda ve deneyimli kalecinin kısa çıkabileceği bir oyuncu yine yok. Amir, Mertens’i kontrol ediyor. Eğer Sergio, sol bekin orada değil de orta sahada olsa Galatasaray’ın bu aksiyonda merkezden çıkma ve Amir’i ikilemde bırakma şansı olabilirdi.

Sonrasında Muslera vatandaşı Torreira’nın sakin kalma uyarısına karşın bir kez daha uzun vuruyor.

Bir kale vuruşu sırasında Abdülkerim’in pasıyla Muslera üzerinden pres tetikleyici kullanmak isteyen Galatasaray’da başarılı kaleci bu kez merkezdeki Sergio’ya oynuyor. Ama birinci bölgede Beşiktaş yine bire bir basıyor. Dolayısıyla arkasındaki oyuncunun farkında olan Sergio, Nelsson’a tekte oynuyor.

Nelsson çizgide topla buluştuğunda sahanın her yerinde 1v1 karşılayan Beşiktaş, ayaklarına Muslera gibi çok güvenemeyen Nelsson’u uzun topa zorluyor.

İkinci yarıda da değişen bir durum yoktu. Hatta 2–1 öncesinde yoğunluğu iyice artıran Beşiktaş, baskıyı da yukarı çıkardı. Ama her takımın zaman zaman bazı şeylerde geç kaldığı anlar olur. 50. dakikada Galatasaray oyunu kurarken Beşiktaşı oyuncular (Redmond ve Salih) rakiplerinden (Adekugbe ve Sergio) biraz uzak.

Adekugbe’den pası alan Sergio, Salih tarafından ufak bir baskı görüyor. Ama bu kez de merkezde Torreira boş ve Cenk, Gedson’u uyararak 1v1 baskı planının zarar görmemesi için işarette bulunuyor.

Salih gibi biraz geç bir şekilde rakibine çıkan Gedson, bir kez daha Beşiktaş’ın sahanın her yerinde 1v1 olmasını sağlıyor.

53. dakikada Muslera’yla oyun kurmaya çalışan Galatasaray’da Uruguaylı kaleci merkezde kurulan tuzağa düşmüyor ve 20. dakikadan sonra birçok kez yaptığı gibi uzun vuruyor. Merkezde kontrol altında olan Sergio’ya oynamak Beşiktaş’ın istediği ama Muslera’nın uygulaması pek de doğru olmayan bir icra.

Fakat Beşiktaş’ın golünde çok benzer bir durumda Muslera, bu tuzağa düşüyor. Sergio, muhtemelen tarama hareketini yapmadığı için arkasındaki Amir’in farkında değil. Burada hatanın büyük bölümü elbette Sergio’da. Fakat topu kaybetmediği denklemde Portekizli orta sahanın opsiyonları neler? Yanında, kenarlarda oynayabileceği bir oyuncu mevcut değil. Muslera’ya dönmek? O halde bu riski almanın hiçbir anlamı yok. Dolayısıyla Muslera’nın Sergio’ya oynaması da Beşiktaş’ın ikinci golünde ciddi bir hata olarak göze çarpıyor ve Karagümrük maçından hemen bir hafta sonra tecrübeli oyuncu takımının geriye düştüğü durumda bir kez daha başrollerden birini oynuyor.

Sonuç

Beşiktaş ilk 20 dakikadaki kendi içinde mantık barındıran karşılama planını hiç iyi uygulayamadı. Rakibinin yetenekli oyuncularına çok rahat top kullandırdılar ve bunun bedelini kalelerinde yedikleri golle ödediler. Fakat 1–0 sonrasında Şenol Güneş öne ekstra bir oyuncu sürerek baskı ve karşılama planını değiştirdi. Sahanın her yerinde 1v1 durumlara Galatasaray reaksiyon gösteremedi. Öyle ki ilk 23 dakikada 28 pas yapan Torreira, 23–40 arasındaki 17 dakikada sadece 4 pas yapabildi ve Beşiktaş rakibinin oyun kurma kalitesini paramparça etti. İlk 20 dakikada çok kaliteli oyun kuran Galatasaray sürekli uzun vurmaya başladı ve bu da ellerinde tuttukları oyun kontrolünü rakibin gösterdiği dirençle kaybetmelerinde büyük rol oynadı.

Elbette dönen maçı, Beşiktaş’ın elde ettiği kontrolü ve pozisyon kalitesini sadece bu değişimle açıklayamayız. Futbolda çok fazla değişken var ve siyah-beyazlılar ulaştıkları yüksek yoğunluk, Galatasaraylı oyunculara karşı ortaya koydukları fizik-kalite üstünlüğü, kazandıkları toplardaki kaliteli direkt hücumları, Gedson-Colley ikilisi başta olmak üzere mükemmel bireysel performanslar üzerinden de bu maçtaki üstünlüğü ve 3–1'lik skoru elde etti. Ama her şeyin başladığı yer ilk 20 dakikada yaşadıkları zorluklar ve buna karşı gösterdikleri topsuz oyun reaksiyonuydu. Sarı-kırmızılılar, Beşiktaş’ın yaptığını 1–1 sonrasında ve ikinci yarıda ortaya koyamadı. Bu da Şenol Güneş’in net bir üstünlüğüyle Beşiktaş’a üç puanı yazdırarak şampiyonluk yarışını tekrar heyecanlı bir hale getirdi.

--

--