Euro 2020: Kanat beklerinin dönüşü ve üçlü savunmaya karşı neden üçlü savunmayla oynanmalı?

Robin Gosens, Denzel Dumfries ve Thomas Meunier çok şaşalı maç performanslarıyla unutulan pozisyon kanat bekinin geri dönüşünü müjdeliyorlar.

Emre Özcan
Tardini
Published in
12 min readJun 22, 2021

--

Avrupa Şampiyonası ve Dünya Kupası turnuvaları futbolun fuarlarıdır. Belirli zamanlarda belirli ticari ürünleri sergilemek için açılan büyük pazarlar olan fuarlarda o ürünlere dair son gelişmeleri, en iyi güncellemeleri yakından inceleme fırsatı ayağınıza gelir. Futbolun fuarları olan bu büyük turnuvalarda da oyuna dair son gelişmelerin, moda trendlerin, en çok tutulan oyuncu tiplemelerinin, favori dizilişlerin neler olduğunu yakından görme fırsatı elde ederiz.

Euro 2012, Avrupa Şampiyonaları tarihinde maç başına 751 pasla açık ara en çok pas yapılan turnuva olmuştu. 2009 ve 2011 Barcelona’nın ülkede ve dünyada yarattığı etkiyle birlikte o yaz öyle bir reaksiyon beklemek de çok anormal değildi. İspanya, çok iyi başlamadığı turnuvayı ezici bir üstünlükle şampiyon olarak kapatırken benzer trend 2014 Dünya Kupası’nda da Almanya’yla devam etti. O turnuva üçlü savunmanın ayak seslerini ilk kez net şekilde duyurduğu Dünya Kupası olma özelliğine de sahipti. Ne var ki önce Barcelona’yla, sonra da Almanya’da serpilmeye başlayıp Dünya Kupası’nı bu kez Bundesliga’nın topraklarına götüren oyuna antitezler de yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlamıştı. Euro 2016, direkt oyunun futbolda hala geçer akçe olabildiğini gösteren turnuvaydı. Topa sahip olan takımlar maç kazanmakta çok zorlanıyor, finali de turnuvanın en direkt takımlarından ikisi oynuyordu. 2018 Dünya Kupası, duran topların hala ne kadar büyük etki yaratabildiğini gösteren turnuva oldu. Bu enstrümanı çok iyi kullanan İngiltere’nin performansını maksimize ettiği turnuva, her 29 kornerde bir atılan golle turnuvalar tarihine de geçmeyi başardı. 2010'da köşe vuruşlarından bir gol atılması için 61 korner kullanmak gerekiyordu.

Bir yıl gecikmeli bir şekilde hayatımıza giren Euro 2020 de -grup maçları yavaş yavaş biterken- bize trend futbolla alakalı bir şeyler söylemeye başladı. Üçlü savunmanın bariz dönüşü, topa sahip olmanın milli takımlar düzeyinde tekrar anlam ifadeye başlaması gibi daha geniş değerlendirme için zamana ihtiyaç olan konular dışında ilk maçlar, bunlarla kısmen ilintili başka bir konuyu da ön plana çıkarıyor gibi: Kanat beklerinin dönüşü. Son olarak Almanya’nın Portekiz’e karşı elde ettiği biraz sürpriz gibi görünen 4 gollü galibiyetle kendisini turnuva içinde tekrar gösteren bu durum, son 20 yılda pek moda olmayan bu pozisyonun da yeniden gündeme gelmesini sağlıyor.

“Açıkçası böyle bir performansı biz bekliyorduk. Hala çok güçlü bir futbol ülkesiyiz. Portekiz’in zaaflarının farkındaydık ve bunları kullanmaya çalıştık.”

Maç biter bitmez saha içinde ilk röportajı UEFA muhabirine veren Thomas Müller yukarıdaki açıklamaya yaparken Portekiz’e dair söylediği şey maçın başlangıcıyla birlikte ortaya çıktı. Fernando Santos’la birlikte klasik bir 4–3–3/4–2–3–1 takımı olan Portekiz’in dörtlü savunması muhtemelen Müller’in işaret ettiği zayıf noktaydı ve rakiplerinin kendi 3–4–3'lerine karşı yaşayacağı doğal yapısal problemler maça damgasını vurdu. Üçlü savunmaların kanat beklerini takip problemi yaşayan dörtlü savunma yapılarının yaşadığı eşleşme problemleri Portekiz-Almanya maçının başlangıç düdüğüyle birlikte sahada tezahür etmeye başladı.

Daha maçın 5. dakikasında sağ kenarda Toni Kroos’un ortasında sol çaprazdan vuruşu yapan Robin Gosens, takımını öne geçirdi ama topun tam Kroos’un ayağından çıkma anında Kai Havertz’in bir baş farkıyla önde olması pozisyonu ofsayta götürdü ve VAR golü iptal etti. Fakat daha maçın başında Almanya’nın Portekiz’e yaratacağı yerleşim problemleri ortaya çıkmıştı. İçeride konumlanan Joshua Kimmich’in sol bek Raphael Guerreiro’yu manipüle edişi ve Toni Kroos’a çizgide alan açışıyla Havertz’in sağ stoperin sırtında yer alarak Nelson Semedo’yu içeride konumlanmaya zorlamasıyla Gosens’in önünde açılan boşluk... Sağ ön Bernardo Silva’nın takip yetersizliği daha maçın ilk dakikalarında Portekiz’i geriye düşürebilirdi.

Hemen iki dakika sonraki bu görüntü de tehlike sinyallerini erken bir şekilde veriyor. Kimmich’e Portekiz’in sol önü Diogo Jota’dan gelen takip güzel olmakla birlikte savunma dörtlüsü fazlasıyla solda. Thomas Müller sol iç koridorda konumlanarak Nelson Semedo’yu içeride konumlanmaya zorluyor ve bu da Gosens’in yine önünde büyük bir alan açılmasını sağlıyor. Bernardo bir kez daha kadrajda yok ve tehlike Portekiz’e el sallamaya devam ediyor.

Portekiz’in 4+2 şeklinde konumlanan savunma merkezinde hatlar arasında konumlanan Almanya ön üçlüsü 11. dakikada aktif. Müller, Havertz’i görüyor. Merkeze dripling yapan Havertz de yine solda bomboş bulunan Gosens’i. Bernardo’nun duruşu ziyadesiyle hatalı görünüyor.

İki dakika sonra merkezden sağ kanat beki Kimmich’i kaçırma denemesi. Jota derine gelmiş durumda fakat Kimmich’le alakası yok. Orada durmasının herhangi bir anlamı da yok gibi görünüyor. Kimmich’e atılan uzun topa yetişme şansı düşük. Derinde bekleyerek kontra tehdidinde de takımına bu duruşla -1 yazıyor. Çok kötü bir pozisyon alış, uzun top başarısızlığıyla Portekiz’e büyük bir bedel ödetmiyor.

18. dakikada yine kenarda fırsatlar var. Bernardo, Gosens’in 10 metre gerisinde. Yine sağ stoperin dışında konumlanan Almanya hücumcusu (Gnabry) sağ bek Semedo’nun aklını karıştırıyor. Semedo’nun Gosens’e açılma şansı yok. Zira Pepe’yle Gnabry’yi bire bir bırakmak mantıklı değil. Fakat içeride konumlanmak da Gosens’in önündeki alanları tekrar açıyor. Hummels’den sol kenara güzel bir uzun top…

…ve Semedo’nun yetişip açı kapatmasıyla birlikte zaten dar bir açıdan gelen, çok etkili olmayan bir şut. Kaleci, Alman kanat bekinin şutunu çıkarmakta zorlanmıyor.

Çok iyi oynanan bir ilk 15 dakikaya rağmen çok kaliteli bir Portekiz kontrasıyla 1–0 geriye düşen Almanya, golden sonra biraz etkilendi ama rakibinin zaaflarını değerlendirmeye devam etti. 35. dakikada gelen gol de yine bir tekrardı. Derinde İlkay’la oyun kuran Almanya’da rakip orta sahanın kenarında boşluk gören raumdeuter Thomas Müller, kendisini o bölgeye atıyor ve pası alıyor. İki kanat bek Gosens ve Kimmich’in Almanya’ya verdiği genişlik de görüntüde ortada. Oyunun sağ tarafta kurulması Portekiz savunmasını da o bölgeye çekmiş durumda ve Guerreiro da Kimmich’e gayet yakın zira başka bir tehlike mevcut değil.

Topu süren Thomas Müller el kaldırarak arkadaki boşluğu işaret ediyor. Robin Gosens tetikte ve arkadan geç bir koşuyla gelme hazırlığında. El işaretini yapan Müller sağdaki Kimmich’i görüyor.

Topla buluşan Kimmich soluna çekiyor ve diğer kenardaki boşluğu görerek ceza sahasının arka tarafına doğru güzel bir top kesiyor. Semedo yine iki Alman’ın stoper ve bek bölgesinde olduğu için açığa gidemiyor. Geç koşu sol kenardan devam ediyor.

Topla havada buluşan Gosens’in demarke bir şekilde içeri çevirdiği top Ruben Dias’ın kendi kalesine gönderdiği topla Almanya’ya eşitliği getiriyor.

Dört dakika sonra gelen ikinci golde de farklı bir senaryo yoktu. Topla beraber öne çıkan Rüdiger, iki oyuncu arasından demarke Gosens’i görüyor. Almanya yine iki oyuncuyla Pepe ve Semedo arasındaki bölgeyi işgal ediyor ve Semedo’nun yine içeride kalmasını sağlayarak Gosens’e alan açıyor. Thomas Müller’in belirttiği zayıflık, beki manipüle eden Löw taktiği sayesinde önden gelmeyen bek yardımıyla birlikte Portekiz adına bir felakete dönüşüyor.

Semedo yine çabukluğuyla Gosens’e yetişiyor fakat alan yorumlayıcı Müller hemen kendisini o bölgeye atarak ikiye biri Almanya’ya getiriyor. Onun yaptığı arka direk ortası Kimmich’le buluşuyor.

Kimmich’in zorlukla çevirdiği top bu kez de Guerreiro’nun kendi kalesine attığı golle birlikte Almanya’yı öne geçiriyor.

Fakat ikinci golde kenarlarda yaratılan boşlukların dışında Portekiz savunmasının genel bir yapısal problemi de göze çarpıyor. Çok hızlı gelişmeyen bir atakta Thomas Müller’in Gosens’den aldığı pasla birlikte arka direğe kestiği toptan hemen önce ortaya çıkan bu görüntü, ciddi başka bir sıkıntıyı da gözler önüne seriyor. Portekiz savunma dörtlüsü izole ve ceza sahası içinde Almanya’nın beşe dörtlük bir üstünlüğü mevcut.

2–1'den sonra ilk yarının son bölümünde sağdan Kimmich’le başlayan bir atak Havertz’e verilen pasla devam ediyor. Bütün pozisyonlarda bulunan görüntü burada da mevcut: Half-space’i işgal ederek Semedo’yu manipüle eden bir Alman oyuncu. Gosens’in önündeki koridor tüm çıplaklığıyla ortada.

Topu alan Havertz, merkeze doğru dripling yapıyor. Tam bu anda Semedo’yu rahatsız eden Gnabry, şiddetli bir koşuyla ceza sahasına doğru sprint atıyor. Semedo da onunla birlikte içeri girerek Havertz’in önünde sol kenara doğru net bir pas açısını beraberinde getiriyor.

Üç saniye sonra demarke Gosens’in dar açıdan çıkardığı şut Rui Patricio tarafından kurtarılıyor.

Robin Gosens ilk yarıda gol ya da asist yapmadı. Ama bu pozisyonların hemen hepsinde başroldeydi. İkinci yarıya başlarken bu ilk yarıdan hiç ders almamış gibi görünen Fernando Santos takımının Almanya’yı aynı şekilde karşılamasına izin verdi. Gosens 15 dakika içinde bir gol, bir asistle maçı 4–1'e götürdü ve sonrasında da Löw tarafından erken alkışlatılarak oyundan alındı. Oysa ki sadece tek bir hamleyle Alman oyuncuyu kısmen pasifize etmek mümkün olabilirdi.

İlk yarıda sadece iki kez ortaya çıkan bu görüntü düzenli denenseydi etkili olabilirdi fakat Portekiz istikrar göstermedi. Bernardo Silva, Premier League’de Manchester City’nin Liverpool’u 4–1 yendiği ikinci yarı maçında Andy Robertson’ı sağ içten bek yardımıyla harika pasifize etmiş ve takımının maçı farklı kazanmasında büyük faktör olmuştu. Bu takipleri yapmış bir oyuncu olarak ortaya çıkardığı kötü görüntü kendisinden ziyade Fernando Santos’un tercihi gibi göründü ve bu seçim ağır bir yenilginin gelmesinde çok büyük bir faktör oldu. Ama kanat beklerinin dörtlü savunmalara karşı yarattığı zaafiyet sadece Portekiz-Almanya maçıyla sınırlı değildi.

Hollanda’nın Ukrayna’yı 3–2 yendiği ilk maçta da benzer senaryolar ortaya çıktı. Maçın henüz 9. dakikasında ortaya çıkan bu görüntü dar dörtlü savunmanın yine kenarlarda büyük boşluk bıraktığını gösteriyor. Frank de Boer’un bu turnuvaya özel dizayn ettiği 3–5–2'deki ileri üçlü Wijnaldum, Memphis ve Weghorst’tan oluşan üçlü dar kalarak bekleri içeride tutuyor. Patrick van Aanholt’a atılan uzun ters top Hollanda’nın da Ukrayna’ya bazı problemler yaratacağını ilk dakikalarda gösteriyordu.

Kanat beklerinin getirdiği genişlik Ukrayna savunmasını tehdit ediyor.

İkinci yarının başında sağdan gelişen atakta Dumfries’e atılan savunma arkası top, Hollandalı kanat bekinin tempolu koşusuyla Hollanda’ya fırsat getiriyor.

Sol bek Mykolenko’nun arkasına geçmeyi başaran Dumfries, sol stoper Matviyenko’yu üzerine çekiyor. Weghorst ve Memphis, Ukrayna’nın sağ stoperi ve sağ bekiyle ikiye iki kalıyorlar. Tam bu anda derinden başlayan Wijnaldum’un geç koşusu Ukrayna’ya problem yaratıyor. Ceza sahası içinde topu önünde bulan yeni PSG’li oyuncu yaptığı boş vuruşla Hollanda’yı 1–0 öne geçirdi.

Golden sonra da kanat beklerinin fazlasıyla gelişmiş rolüyle agresif konumlanması Hollanda’nın oyunu nasıl gördüğünü gösteriyor. Hem çok yüksekteler hem de takımlarına büyük bir genişlik kazandırarak dörtlü savunmayı esnetiyorlar.

58. dakikadaki pozisyon da yine Dumfries’in kendisini tutan oyuncunun arkasına ne kadar rahat geçtiğini gösterdi. Oyuna ilk yarıda Zubkov’un sakatlığıyla giren Marlos, derinde konumlanmasına rağmen çevre kontrolünden uzak ve Dumfries’i arkaya kaçırıyor. İki Hollanda forvetinin iki stoperi meşgul etmesiyle birlikte özellikle Weghorst tarafından manipüle edilen Mykolenko, Dumfries’e çıkmakta geç kalıyor ve Hollandalı oyuncu çok başarılı olmayan bir orta yapma fırsatını elde ediyor.

Bu maçta üç golde payı olan Denzel Dumfries maçın adamı seçildi. Özellikle Marlos’un oyuna girmesi onun işini çok kolaylaştırdı ve ikinci yarıda yaratacağı etki aslında ilk yarıda bulduğu net pozisyonla belli de olmuştu.

40. dakikada soldan gelişen set oyununda terste bomboş olan Dumfries, el kaldırarak kendisini göstermeye çalışıyor. Frenkie de Jong görmekte biraz gecikiyor. Marlos durumun farkında, bölgeye doğru hareketleniyor ama yeterli değil.

Sadece yedi saniye sonra ceza sahası içinde boş kalmaya devam eden Dumfries’in yanına gelen Marlos, yine rakibinden uzak. Eşleşmesi gereken oyuncudan ziyade topu izliyor. Bu esnada soldan yapılan orta Dumfries’le buluşuyor ve kenar oyuncusu başarısız bir kafa vuruşuyla pozisyonu değerlendiremiyor.

Belçika’nın Rusya’yı rahat bir şekilde 3–0 mağlup ettiği Euro 2020'nin ikinci gün maçında da durum farklı değildi. Yine bir taraf 3-4-3 oynuyor, diğer taraf dörtlü savunmayla karşılamaya yapmaya çalışıyor ve büyük zorluklar yaşıyordu.

Kanat bekleri Thorgan Hazard ve Timothy Castagne’yi ileri iterek çok kolay bir rotasyonla hakim topa sahip olma yapısı 3–2–5'i ortaya çıkaran Roberto Martinez, dar Rusya 4–4–2'sine karşı büyük avantajı net bir şekilde ortaya koyuyordu.

Rusya’nın iki dörtlü hattının arasında yer alan Belçika’nın hücum üçlüsü yine savunmayı daraltan ana faktör. Castagne’nin sakatlığıyla oyuna giren Meunier ve Hazard’ın önünde bunun getirisiyle birlikte çok büyük alanlar mevcut.

31. dakikada benzer bir problem mevcut. Rusya savunması oyun soldan kurulduğu için o bölgeye kaymış durumda. Bu da sol bek Zhirkov’un sahanın neredeyse ortasında konumlanmasına neden oluyor. Önden gelmeyen yardım Meunier’yi o kadar boş bırakıyor ki oyuncu elini kardırarak kendisini 50 metre ötedeki arkadaşına göstermeye çalışıyor.

34. dakikada Meunier yine çok boş ve bir kez daha elini kaldırarak top istiyor.

Altı saniye geçmesine rağmen değişen bir şey yok. Sakatlanan Kuzyaev’in yerine oyuna giren sol ön Denis Cheryshev savunma çizgisine inmiş durumda ama Meunier’den uzak. Belçikalı kanat el kaldırmaya devam ediyor.

İki saniye sonra Hazard’ın yaptığı orta kaleciden dönünce pozisyon dışı kalan savunma oyuncularının arkasında bomboş kalan Meunier, gol vuruşunu yaparak takımını öne geçiriyor.

Golden iki dakika sonra Rusya sahada dar 4–4–2'sini icra etmeye devam ediyor. Mertens içeride ve sol bek Zhirkov’u merkezde tutuyor. Meunier’nin önünde sahanın neredeyse %40'lık genişliğine tekabül eden bir alan var.

Topu çizgiden merkezdeki Tielemans’a geçirmeyi başaran Belçika direkt hücum yapıyor. Tielemans’dan Lukaku’ya giden top savunmanın araya girmesiyle sağa sekiyor ve önündeki boş alanı değerlendiren Meunier, savunma tarafından karşılanan bir orta yapıyor.

42. dakikada Meunier bomboş pozisyonda yine el kaldırıyor. Yanında olması gereken sol ön Cheryshev yine yanlış pozisyon alıyor. Bulunduğu pozisyon ne savunmada ne de hücumda Rusya’ya hiçbir faydası olmayan bir duruşu ortaya çıkarıyor.

Dokuz saniye sonrasında görüntü aynı. Cheryshev kötü durmaya devam ediyor. Elini öne uzatan ve koşu yoluna top isteyen Meunier, kendisini takım arkadaşlarına anlatmaya çalışmaya devam ediyor.

Uzatmada da durum aynı. Yine sağ çizgide bomboş olan Meunier’ye herhangi bir takip yok. Oyuncu yine el kaldırıyor. Bu kez takım arkadaşı Tielemans görüyor ve Zhirkov-Cheryshev arasından güzel ama şiddeti biraz fazla bir top gönderiyor ve Belçika tehlike yaratamıyor.

Rusya teknik direktörü Stanislav Cherchesov aslında turnuvaya girerken cebinde üçlü savunma planını bulunduran bir teknik adamdı. 2021 takvim yılı içerisinde turnuva öncesinde oynadıkları son beş maçın dördünde de bu dizilişleri kullanmıştı. Fakat üçlü oynayacağı belli olan Danimarka’ya karşı 2018 Dünya Kupası’ndaki güçlü 4–4–2 planını ortaya çıkarması ancak başka bir savunma karşılamasıyla mümkün olabilirdi.

Bir kanadı derine indirip savunmayı beşleyen bu hamle ilk yarıda sadece birkaç kez ortaya çıktı. Cherchesov dizilişi değiştirmese de ikinci yarıya savunmayı öndeki kenarlardan biriyle sürekli beşleyerek başladı. Fakat 2–0'ı bulan Belçika’ya karşı bu sadece daha iyi savunma yapan bir Rusya getirdi ve maçı çeviremediler. Yine de ikinci yarıda Belçika’yı sınırlamayı başardılar. İlk yarıda Statsbomb’a göre 1.25'lik xG üreten Martinez’in ekibi ikinci yarıda 0.44'te kaldı ve gol bulamadı.

Sonuç

Euro 2012'ye katılan 16 takımın tamamı dörtlü savunmayla mücadele etti. Ana planı baklava 4–4–2 olan İtalya’nın ilk iki maçında kullandığı üçlü savunma hariç. 2014 Dünya Kupası’nda yedi takım üçlü savunma varyasyonlarıyla sahada yer aldı. Euro 2016'da da 24 takımın yine yedisi bu şekilde mücadele etti. Euro 2020'ye gelince ilk maçlar sonunda 10, ikinci maçlarla birlikte 12 takımın ana planlarını üçlü savunmayla oluşturduğunu görüyoruz. Çok uzun bir aradan sonra bir büyük turnuvada takımların yarısı 3–4–3 ve 3–5–2 tercih ediyorlar ve bunun semeresini de sahada alıyorlar.

Kanat beklerinin çıkışı bu turnuvanın ana konularından biri ve bu tercihin sahada yanıt bulmasının da en büyük nedeni gibi görünüyor. Denzel Dumfries, Joakim Maehle, Robin Gosens, Thomas Meunier, Steven Zuber, Andy Robertson gibi oyuncular, bu pozisyonun getirdiği artılardan sonuna kadar yararlanıyorlar ve turnuva içinde parlamaya devam ediyorlar. Kanat beklerini, bire bir eşleşmek büyük bir problem haline geldiği için dörtlü defanslarla savunmanın zorluğu, üçlü savunmaya karşı teknik adamların neden üçlü defans tercih ettiğini de bu örnekler üzerinden güzel açıklıyor. Çok uzun bir süredir piyasada bu kadar efektif bir şekilde yer almayan bu özel pozisyon, yeniden en verimli çağlarına kavuşuyor gibi görünüyor ve futbolun fuarlarından Euro 2020, bu noktada ciddi bir kanıt olarak önümüzde duruyor.

--

--