Galatasaray 3–2 Ümraniyespor: Savunma geçişlerindeki problemler

Sarı-kırmızılılar rakibini son dakikalarda geçerken ilk yarıda ortaya çıkan bazı sorunlar Okan Buruk için geliştirilmesi gereken konulardan birini gösteriyor olabilir.

Emre Özcan
Tardini

--

Galatasaray dün akşam Ümraniyespor’a karşı hem kulüp rakamları açısından bir rekor maçına hem de Beşiktaş’ın puan kaybıyla birlikte aşağı tarafla farkı biraz daha açabilmek adına çok kritik bir 90 dakikaya çıktı. Ümraniyespor’un ortaya koyduğu çok iyi ana plan ve gösterdiği muazzam reaksiyonlar mücadelenin sarı-kırmızılılar için çok zorlu geçmesine neden oldu ve ilk maçta olduğu gibi ev sahibi, rakibini bir kez daha 80'den sonra bulduğu golle mağlup etti. Galatasaray maçı rakip kaleye gönderdiği 30 şut ve 3.81'lik harika bir beklenen gol (xG) istatistiğiyle bitirdi. Peki hücumdaki tüm bu üretkenliğe ve baskıya rağmen Galatasaray açısından maçı zorlaştıran unsur neydi? Bunun cevabı elbette savunmadan geçiyor. Özellikle Galatasaray’ın toplu oyundaki yerleşimi ve bazı pozisyonların kullanım şekli topun kaybedildiği anlarda defans hattını oldukça savunmasız ve birçok kez çaresiz bıraktı.

Galatasaray maçın ilk dakikasıyla birlikte rakibin üzerine yukarıdaki şablonla gitmeye çalıştı. İki stoper ve önlerindeki 6 numara Lucas Torreira ön taraftan ziyadesiyle kopuk. En önde genişliği beklerin verdiği altılı bir hücum hattı ve hemen gerilerinde (işaretli olmayan tek Galatasaraylı) Sergio Oliveira. Galatasaray’ın bu oyun kurulumunda topu ayağında tutan Abdülkerim Bardakçı’nın uzun vurmak dışında çok çaresi yok. Elbette gerideki 2+1 kendi aralarında pas yaparak oyun kurabilirler ama Ümraniyespor’un öndeki beşlisi bu esnada yapılacak tek bir pas hatasında ya da basit top kaybında çok büyük bir kontra tehdidi oluşturuyorlar. Zaten bu nedenle Kerem ellerini kaldırarak kendi tarafına (muhtemel bir 2v1 nedeniyle) uzun top istiyor.

Birkaç dakika sonra değişen bir şey yok. Yine geride 2+1 şeklinde oyun kuran ev sahibi ve yine önde beşli bir hatla Galatasaray’ın oradan kısa kombinasyonlarla çıkmasına izin vermeyen bir Ümraniyespor mevcut. Bekler yine çizgide ve agresif bir şekilde önde.

Beklerin bu kadar önde konumlandırılıp oyun kurulumuna hiç dahil edilmemesi aslında sezon başından beri birçok maçın bazı periyotlarında Okan Buruk’un Galatasaray’ından gördüğümüz bir davranış. Bu şablon, oyunu radikal bir şekilde derin blokta bekleyerek oynayan takımlara karşı bazı periyotlarda alınabilecek bir risk. Okan Buruk’un da dün bu oyunu bu kadar agresif bir şekilde oynama isteği rekor maçı olması, 10 maçlık galibiyet serisinin getirdiği kendine güven, iç saha maçı olması ve rakibin güveni yavaş yavaş kırılmaya başlayan bir düşük profil takımı olmasının hepsiyle alakalı gibiydi. Ama işte orta blokta önde dörtlü ve beşli hatlarla bekleyen takımlara karşı bu oyunun getirdiği riskler de mevcuttu. Ve tabii kenarda etkili, üretken oyunculara karşı da bekleri yollayıp o oyuncuların karşısına daha ağır stoperlerle çıkmak bazen çok iyi bir fikir olmayabilirdi.

Ümraniyespor maçın ilk pozisyonunu tamamen rakip yarı sahaya yerleşip kendi kalesine savunma arkasında 50 metre boşluk bırakan bir Galatasaray’a karşı buldu. Stoperler merkezdeki oyuncular tarafından manipüle edildi ve biraz öne çıkarıldı. Ama savunma hattıyla aynı çizgide, hatta stoperlerin yerlerini kaybetmeleriyle onların da gerisinde bulunan beklerin arkasına geçtiler. Merkezden Sacha Boey’in arkasına oynanan top Onur Ayık’ın daha çabuk hareket etmesi ve iyi bir pas şiddetiyle birlikte Ümraniyespor’a maçın ilk pozisyonunu ve Galatasaray teknik ekibine ilk sinyali verdi.

İlk tehditten üç dakika sonra Ümraniyespor’un golü geliyor. Pozisyonun öncesinde Emre Taşdemir’le ceza sahasına giren Galatasaray, oyuncunun yerde kalmasıyla penaltı beklediği bir pozisyonun dönüşünde ciddi bir atakla karşı karşıya. Emre yerde kaldığı için kontrada zaten dönüş şansı yok. Onun arkasını savunurken ilk yardımı alacağınız orta saha kademesinin de gelmediğini görüyoruz. Pozisyonun başında Boey de önde olduğu için büyük bir hızla savunma geçişini yapmaya çalışıyor ama gelene kadar orta saha yardımı almayan Abdülkerim ve Nelsson çoktan kendi sollarına kaymış durumdalar.

Driplingine devam eden Geraldo, kendisine yaklaşan bağlantı santrforu Umut Nayir’le verkaç yapıyor ve Torreira-Abdülkerim ikilisini bypass ediyorlar.

Bu ikilinin geride kalmasıyla Geraldo’yu savunan oyuncu artık Victor Nelsson. Bu esnada merkezden başlayan Ümraniye koşuları mevcut. İşaretli oyuncu (ok barındıran) Avounou, ön direğe doğru şiddetli bir koşuya başlıyor. Bu koşuyu fark eden Sacha Boey, takip etmek durumunda ve Fransız savunmacı bunu kaliteli bir atletizmle yapıyor. Fakat diğer işaretli Ümraniye oyuncusu Umut Nayir, sola kırarak kendisini boşa çıkarıyor. İki Ümraniyeli oyuncunun ortasındaki Sergio Oliveira, Umut’un hareketlenmesini takip etmesi gereken oyuncu…

Fakat bunu yapmıyor. O dikey koşusuna devam ederken Umut Nayir aksiyonunu çoktan sola kırmış halde. Boey, Avounou tarafından ön direğe götürülmüş durumda. Ceza sahası içinde ne yaptığı belli olmayan Sergio’nun Umut Nayir’i boş bıraktığı bu geçiş, Geraldo’nun pasıyla Umut için boş kaleye atılan rahat bir gole dönüyor.

Golden beş dakika sonra Galatasaray çok benzer bir durumla karşı karşıya. Emre Taşdemir’in yine önde olduğu bir pozisyonda sol çizgide yapılan pas hatası yine probleme dönüşüyor. Emre pozisyonu itibarıyla zaten yine denklem dışı. Ama Galatasaray, bekinin arkasını yine stoperle süpürmeye çalışıyor fakat Geraldo bu kez Abdülkerim’i çalımla bypass ediyor.

Çizgiye indikten sonra bu kez orta sahadan yardım geliyor. Maçın açık ara en iyi oyuncusu olan Torreira çizgide Geraldo’yu kesmeye çalışıyor ama başarılı olamıyor. Başarılı sağ kenar tarafından geriye çıkarılan bu top, merkezden gelen Ümraniye koşusunun takip edilmemesiyle birlikte (Sergio’nun farkındalığı?) yine pozisyon oluşturuyor.

Sonrası boş ve çok da iyi olmayan bir şut ve Muslera’nın kurtarışı.

Galatasaray 1–0'dan sonra çok daha agresifleşti. Bekler iyice öne çıktı ve aynı toplu yerleşim devam etti. Öyle ki bu zaman zaman 2–1–7 gibi görünen yukarıdaki yapıları dahi beraberinde getirdi. Çizgilerde işaretli olan iki bekin genişliği, Mauro Icardi’nin iki stoperin ortasında yüksekliği, Torreira’nın derinliği verdiği görüntüde hatlar arasında birbirine yakın dört tane Galatasaraylı mevcut. Çok radikal ve cesur bir toplu oyun seti ama yapılacak tek bir kötü pas bu dörtlünün kenarlarındaki Geraldo-Onur Ayık ikilisi ve öndeki Umut’la kaliteli bir kontraya dönebilir.

30. dakikada Emre Taşdemir yine önde. Soldan oyun kurmaya çalışan Galatasaray’da yapılan pas rakip tarafından kesiliyor.

Sonrasında yine o çizgiden gelen Ümraniye atağında Galatasaray’ın savunma tandemi açığa çıkmış durumda. Boey yine dönüş yapma çabası içinde.

Ne var ki bu kez Galatasaray bekinin arkasını koruyabiliyor. Torreira tandemine yakın ve arkasındaki oyuncuyu kontrol altında tutuyor. Boey, Nelsson’a yakın. Abdülkerim çizgiye gitse bile Galatasaray için savunmada bir problem yok. Fakat arkadan gelen işaretli iki oyuncu arasında Emre Taşdemir yok. Bu oyuncular Sergio ve Kerem. Bu hem Emre Taşdemir için eksi hem de aslında top kaybedildiği anda onun ne kadar radikal bir şekilde önde olduğunun kanıtı (Neredeyse Icardi’nin hizasında).

Ümraniyespor’un ikinci golü Galatasaray’ın sağından geldi. Ama tek problem orası değildi.

Ümraniyespor’un solunda kurulan bu atakta Boey, çizgide Onur Ayık’la eşleşmiş durumda. Torreira toplu oyuncuya gidiyor. Bu anda bu ikilinin arasından Boey’nin arkasına atılan pas, Avounou’unn koşusuyla birleşiyor.

Galatasaray’ın sağında bir 2v2 oluşmuş durumda. Normal şartlar altında teknik adamlar rakibin topa sahip olduğu her bölgede ekstra bir oyuncu ister ama pozisyonda bu mevcut değil. Çünkü merkez oyuncusunun koşusu yine merkez tarafından takip edilmek durumunda. Ama pozisyonda bu durum mevcut değil. Ceza sahası üzerinde eşleşmelerde problem yok. Umut Nayir’la stoper, Geraldo’yla sol bek eşleşmiş durumda. Kendi sağında +1 yaratmayan Sergio’nun stoperine ve sol bekine bu +1'i yazıp yazmadığına pozisyonun devamında bakılabilir.

Soldaki 2v2, Ümraniyespor için rahat bir orta imkanını getiriyor. Bir önceki pozisyondaki bire bir eşleşmeler ceza sahası içinde aynen devam ediyor. Ama ceza sahası yayı içinde Oğuz Gürbulak var ve onunla eşleşmesi gereken Sergio ceza sahası içinde. Aslında Sergio’nun iki savunmacısına +1 yazması ondan beklenen şeylerden biri. Ama arkada bir tehdit var ve ne önden ne de Sergio tarafından bu tehdit fark edilmiyor. Avounou’nun yaptığı orta Oğuz’a doğru gidiyor…

Tam o sırada bu orta içeride Geraldo’da mı kalayım, yoksa Oğuz’a mı gideyim kafa karışıklığını Emre Taşdemir’de oluşturuyor ve oyuncunun reaksiyon verirken biraz geç kaldığı dikkat çekiyor. Ama burada da birinci sorumluluk onda değil. Gol onun oyuncusundan gelmiyor ve reaksiyonu olduğundan biraz (belki) geç vermesi minör bir hata olarak kayda geçmeli.

Emre Taşdemir çok kötü bir ilk yarı çıkardı. Bir pozisyonda Geraldo’ya vurulan uzun topa yanlış gitti ve oyuncunun sadece ilk dokunuşu yaparak kendisini ekarte etmesine de sebep oldu. Zaten Ümraniyespor’un Geraldo üzerinden Galatasaray’ın solunu hedeflemesi de tamamen onun savunma hattına getirdiği yüklerin bir sonucuydu. Yani mevcut pozisyonlarda daha iyi reaksiyon verebilir ve daha iyi bir savunmacılık performansı ortaya koyabilirdi. Ama Galatasaray’ın beklerini çok agresif bir rolde kullanması ve bunun doğal sonucu olarak onların arkasını süpürme planının çok iyi olmaması verilen pozisyonlarda ve yenen gollerde orta sahaların koşu takip yetersizlikleriyle birlikte dikkat çeken diğer başlıca unsurlardı. Bunu Boey’ye atılan uzun topta da görmek mümkün.

Galatasaray savunmasından Ümraniyespor sol bekine uzun vurulan topta Onur Atasayar rahat bir şekilde bu topu indiriyor ve hemen sonrasında Galatasaray için bir tehlike ortaya çıkıyor.

Onur Ayık’ın soldan taşıdığı topta birden çok opsiyonu var. Merkeze dönse en kötü ihtimalle 4v4, hatta kendisinin koşu devamıyla bir 5v4 şansı mevcut. Ama Onur burada öne doğru derin oynamayı tercih ediyor ve çok kötü pas taç çizgisine paralel giderek direkt dışarı çıkıyor. Rakibe verilen bu kontra şansında Boey sorumlu değil. Onun bulunduğu yer ve ona oynanan yüksek top bu dönüşte en büyük faktör. Dolayısıyla Galatasaray beklerinin arkası için bu maçta pek sigorta sahibi gibi görünmedi. Ama toplu oyundaki yerleşimler farklı sorunları da beraberinde getirdi.

Galatasaray’ın 2+1'i bu oyun kurulumunda Torreira’nın kendisini sağa atmasıyla biraz daha mantıklı bir şekli beraberinde getiriyor. Fakat bu üçlünün mevcut yerleşimle ne yapabileceğine dair fikir üretmek kolay değil. Onlara yaklaşan bir orta saha yok. Bekler çizgide ve yine radikal bir şekilde öndeler. İlk yarının sonlarındaki bu görüntü Galatasaray için yine toplu oyunda bazı problemlere işaret ediyor. Burada kısa çıkmak büyük risk ve uzun vurmak dışında çok az ihtimal var. Pozisyonun devamında kendisini derine atan Mertens üzerinden sarı-kırmızılılar soldan bir çıkış buluyor ve topu üçüncü bölgeye götürüyor ama genel olarak bu görüntüyü bu kadar sık vermeleri üçüncü bölge geçişleri için hep ekstra şeylerin ortaya çıkmasını talep etti ve bu da sorunlardan biriydi.

Sonuç

Galatasaray, Torreira’nın insan üstü oyunları, Icardi’nin olağanüstü bitiriciliği ve genel kalitesinin getirdiği sonuç olarak üretkenliğini lig standartlarının çok üzerine çıkarmasıyla sonuç almaya ve oyun üstünlüğü ortaya koymaya devam ediyor. Ama futbolda bir şeyleri iyi yaparken mutlaka bazı şeylerde zayıf kalıyorsunuz ve “rest defence” (bir nevi geçiş savunması) Galatasaray’ın zayıf karınlarından biri. Ümraniyespor’un gösterdiği zaafların puan kaybına neden olmaması hem şampiyonluk yarışı hem de Trabzonspor maçı için büyük şans. Dolayısıyla hafta sonu oynanacak maçta geçiş savunmasını çok daha temkinli kurgulayan bir Galatasaray görebiliriz. Aksi halde sonuç bile bile lades olabilir.

--

--