Liverpool 3–1 Arsenal: Unai Emery’den riskli ana plan

Geçtiğimiz sezonun rekortmen ikincisi ilk Top 6 derbisinden büyük kazanımlarla çıktı.

Emre Özcan
Tardini
Published in
8 min readAug 27, 2019

--

Dünyanın en hücumcu ve yaratıcı beklerini barındıran bir takıma karşı ana planınız nasıl olabilir? Muhtemelen top rakipteyken hücumcu kenarlarınızın rakip beklerle dönmesini istersiniz ve maçtan önce bu oyuncularınıza ekstra sıkı tembihte bulunursunuz. İlk iki maçında Newcastle ve Burnley gibi bekleyen takımlara karşı sahaya 4–2–3–1'le çıkan Arsenal’in kenarlarında Reiss Nelson, Henrik Mkhitaryan ve Pierre-Emerick Aubameyang gibi oyuncular oynadı. Burnley’ye karşı ilk 11'e yerleşen ve maçın da yıldızı olan Dani Ceballos’la birlikte benzer bir yapı Liverpool’a karşı da gayet beklenebilir hale gelmişti. Fakat 11'lerin açıklanmasıyla birlikte ortaya çok farklı bir şeyin çıkacağı az çok belli olmuştu.

Liverpool sahaya beklenen yapısıyla ve tam olarak da beklenen oyuncularla çıktı. Jürgen Klopp’un geçtiğimiz sezonun ikinci yarısıyla birlikte hedef maç orta sahası haline gelen Fabinho-Henderson-Wijnaldum üçlüsü yine sahadaydı. Van Dijk’ın yanındaki belirsizlik Matip’le giderilmiş, öndeki büyük üçlüyse maç başlamak üzereyken muhtemelen hedefe kilitlenmişti.

Fakat Arsenal’de son derece enteresan bir kadro tercihi vardı. Burnley maçında ileri uçta yer alan iki santrfordan Lacazette ilk 11'den feda edilirken yerine ilk iki maçta kulübeden gelen Nicolas Pepe kadrodaydı. Ama daha önemlisi kadroda başka bir kenar oyuncusu yoktu ve Ceballos dahil olmak üzere Emery’nin 11'inde dört tane merkez orta saha oyuncusu bulunuyordu.

Maçın başlangıç düdüğüyle birlikte ortaya çıktı ki İspanyol teknik adam Liverpool deplasmanına baklava 4–4–2'yle çıkmıştı ve kağıt üzerinde bu tercih son derece enteresan görünüyordu. Daha ilk dakikada Liverpool kendi sağ bekinden oyun kurmaya çalışırken Arsenal önde iki forvet, arkada karo bir dörtlü orta sahayla rakibi sette karşıladı. Ama bu savunma şeklinin doğal sonucu kenarların boş kalmasıydı ve bekleri bu kadar üretken bir takıma karşı bu fazlasıyla riskli görünüyordu. Yukarıdaki görüntüde top Trent Alexander-Arnold’dayken kompakt bir şekilde kendi soluna yaklaşan Arsenal diğer kenarda derin bir koridor bırakıyor ve Andy Robertson’un jestleriyle bu fazlasıyla belli oluyordu. Daha ilk dakika içinde Andy Robertson elini kaldırarak ısrarla top istedi ve sonrasında o topla buluştu.

Liverpool sağından soluna geçen top Robertson’a aktarıldı. İskoç sol bekin taşıdığı top sonrasında sol çaprazdan yaptığı ortaya Roberto Firmino yetişemedi ve top dışarı gitti. Fakat sadece ilk dakika içinde Unai Emery’nin yaptığı tercihin ne kadar riskli olduğu ortaya çıkmıştı.

Peki İspanyol teknik adamın kafasında ne vardı? Andy Robertson ve Trent Alexander-Arnold’un bulunduğu kenarları neden tek bir oyuncuyla savunmaya çalışıyordu? Bunun cevabı Liverpool’un hücumdaki set oyunuyla direkt bir şekilde alakalı görünüyor. Fakat Emery’nin top rakipteyken kurguladığı ekstra sigortalar da dakikalar ilerledikçe ortaya çıkacaktı.

Liverpool’un topa sahip olma oyunu sette yaklaşık bir yıldır ciddi bir şekilde keskinleşti. Set oyunundaki 2–3–5'in öndeki beşlisini beklerin çıkışıyla oluşturan Jürgen Klopp, Robertson ve Trent’in çizgiyi doldurduğu formda kenar oyuncuları Mane ve Salah’ın içeride konumlanmasını istiyor. Bunun sonucu olarak Mane ve Salah artık sezonda 20+ gol atan forvetler haline dönerken Trent ve Robertson da 10+ asist yapan kenar oyuncusu profiline ulaşmış durumdalar. Ne var ki Liverpool kenardan çıktığı zaman kanatlara geçtiğimiz sezonki Arsenal gibi yükleme yapan bir takım değil. Yani oyunun kenarlarında ikiye bir, üçe iki gibi sayısal üstünlükler aramaktan ziyade Robertson-Trent’in orta kalitesiyle içerideki üç forveti ve arkadan gelen trailer’ları ceza sahası içinde topla buluşturmayı düşünen bir takım. Liverpool beklerini Mane ve Salah’la ikiye bir yaparken çok nadir görürsünüz. Bunun nedeni elbette sadece teknik adam tercihi. Klopp, iki ön oyuncusunun olabildiğince kale önünde olmasını ve onların skor kapasitesini artırmayı düşünen bir teknik adam. Özellikle Trent’in istisnai orta kalitesi bu oyuncularla birleşince ortaya da olabildiğince güçlü bir hücum birliği çıkıyor.

Dolayısıyla rakip bekleri kendi bekleriyle bire bir bırakmak kağıt üzerinde korkunç bir karar değil gibi. Ne Trent ne de Robertson çok etkili driplingçiler değiller ve kendi beklerinin eksilmesi de Unai Emery’nin çok endişeleneceği bir konu değildi. Liverpool bir kenardan çıktığı anda rakibi orada kendi bekiyle karşılayan Emery, savunmanın diğer üçlüsünün Liverpool forvet hattıyla eşleştiği ortamda öndeki merkez orta saha üçlüsünün yardımıyla ceza sahası içinde de üstün gelebileceğini düşündü ve Andy-Trent ikilisinin ortalarında risk aldı.

Bu riskin temelinde top takımına geçtiği anda Arsenal’e getireceği artılar da muhtemelen Emery’nin kafasında yer alıyordu. Ön kısımda da kenar bulunduran 4–2–3–1 dizilişini ön plana alınca bu yapının kenar oyuncularını rakip beklerle savunmaya getirmek aynı zamanda bu hücumcuların kaleden fazlasıyla uzaklaşmasıyla birlikte kontra tehdidinin de ziyadesiyle azalmasına sebep oluyor. Ön kanatların rakip bekleri rakip ettiği bu düzende en uçta sadece bir santrfor kalıyor ve tek oyuncuyla kontra aramak da kolay görünmüyor. Ceballos’un varlığı nedeniyle klasik 4–4–2 tercih etme şansı da bulunmayan Emery, bunun yerine orta sahasını baklava olarak tercih etti ve rakip stoperlerin önüne Aubameyang-Pepe ikilisini yerleştirerek kaleye yakın iki oyuncuyla birlikte tehdit de üretmeyi başardı. Özellikle iki forvetinin stoperlerin değil, beklerin arkasına geçmesini isteyen Emery, kontralarda kendi hücumunu da maksimize etmenin yolunu bulmuş gibiydi.

14. dakika içinde Arsenal’in topu elde ettiği andaki şekli buna dair ipuçlarını sahaya bırakıyordu. Fabinho-Hendo-Gini üçlüsünün arasında son derece rahatsız olan Ceballos’un kendisini sık sık sol kenara attığı düzende Pepe de sürekli Robertson’la oynadı ve daha kenarda konumlandı. Sürekli olarak sol bekin ve onun Van Dijk’la arasındaki boşlukla oynamaya çalışan Pepe bundan birkaç dakika önce yaptığı koşuyla rakip kalecinin hatasına sebep oldu ve takımını gole de yaklaştırdı.

Pepe ilk yarının en net pozisyonunda da başroldeydi. 34. dakikada Trent’in kullandığı kornerin dönüşünde kendi ceza sahası önünde topu kazanıp dripling sonucunda Adrian’la karşı karşıya kalan Fildişili oyuncu maçın kaderini değiştirme şansını da yakaladı fakat bunu değerlendiremedi. Arsenal’in yakaladığı ciddi ve yarım şanslarda sette Liverpool’a şans tanımaması da etkili oluyordu. Oyunun özellikle ilk yarım saatinde Liverpool’u tamamen sıkıştıran, sette de istediği boşlukları vermeyen Arsenal’de özellikle baklavanın kenarındaki orta saha oyuncularının özel rolleri de dikkat çekiyordu.

10. dakikada yine Mane’nin Maitland-Niles’ı içeride tutarak Robertson’a kanal açtığı pozisyonda Guendouzi, bekine yardıma gitti. Çizgiye inerek Robertson’u ve onun ortasını karşılamaya çalışan Fransız orta saha böylece arkasındaki savunma hattının da Liverpool hücum üçlüsüne +1 yazmasını sağladı. İkinci görüntüde Mane-Firmino-Salah üçlüsünün hatlar arasında pozisyon alma yeteneği dikkat çekerken Liverpool’un büyük üçlüsüne karşı Arsenal yedi oyuncuyla oldukça rahat görünüyor.

Yine bir başka Liverpool set hücumunda kendi sağında sıkışan Salah yer değiştirerek sol kenara gelmiş durumda. Wijnaldum sol içten çizgiye çıkmış, onunla birlikte Robertson da içeri kat etmiş pozisyonda. Liverpool’un sol kanat yüklemesine karşı Xhaka da Guendouzi’ye yardıma gidiyor ve Ceballos da Salah’ı takip ediyor. Orta saha dörtlüsünden geriye kalan Willock da savunma önü koruyucu olmuş durumda. Arsenal sette yine sağlam duruyor ve Liverpool’a boşluk vermiyor.

20. dakikada sağdan gelmeye çalışan Liverpool’u yine iyi karşılayan bir Arsenal var. Hendo’nun sağ içte son 6 ayda alışkanlık kazandığı ceza sahası koşusu Salah’la birlikte half-space’i işgal ediyor ama savunmanın reaksiyonu yerinde. Ceballos, Salah-Hendo ikilisini takip ediyor. Xhaka-Willock savunma önünde, Guendouzi de ters kenarda Andy’nin kontrolcüsü durumunda.

Premier League kameralarının patlamasıyla ortaya çıkan geniş açılı çekimde de Arsenal savunması rakibiyle gayet işi eşleşmiş görünüyor.

Arsenal duran toptan golü kalesinde gördüğü 41. dakikaya kadar topsuz oyunda gayet iyiydi. Aldıkları orta riski genel olarak Arsenal savunmasının Liverpool hücum hattını pasifize etmesiyle ekstra sorun yaşatmadı. Bu periyotta önemli şanslar buldular ve rakibe de net fırsat vermediler. Öyle ki Liverpool’un ilk yarıda attığı gol dışındaki gol beklentisi 11 şuta rağmen 0.62 olarak gerçekleşti ve Arsenal’in kenarları bu kadar boş bıraktığı düzende Unai Emery’nin muhtemelen hesapladığı bir başarıydı. Ama rakibi akan oyunda durdurup duran toptan golü yemek de sonrasında çok kötü durumları beraberinde getirebiliyor. Golden sonra devreye kadar Arsenal grogi durumdaydı. Dağılan konsantrasyon Liverpool ataklarıyla yıpranmaya devam etti ve rakibe şanslar da bırakıldı.

İkinci yarı

Liverpool’a karşı skor üretmeye çalışmak, Liverpool’a karşı savunma yapmaya çalışmaktan çok daha zordu ve maçın ikinci devresi bunu bir kez daha ortaya koydu. İlk yarıda topu tamamen Liverpool’a bırakan ve rakibini kendi kalesi önünde bekleyerek iki forvetiyle kontra kovalayan Arsenal, devreye %39'luk topla oynama oranıyla girdi. İkinci yarının başındaysa roller değişecekti.

Jürgen Klopp, takımının topla ilişkisini azaltarak ikinci yarıya başladı. Ama bu saldırmayacakları anlamına gelmiyordu. Önde üçüncü bölge presine başlayan ve Arsenal’in oyun kurma çabasına hiçbir şekilde izin vermeyen Liverpool, sağdan Trent’in getirdiği topta Salah’a yapılan penaltıyla ikinci yarının hemen başında farkı ikiye çıkardı ve sonrası onlar için çok daha kolaydı.

Devrede yapılan planı çöpe dönüşen Emery’nin reaksiyonu yeterli olmadı. Oyuncular dağıldı ve 45–65 arası Arsenal nakavt oldu. 60'ta gelen üçüncü gol fişi çekti. İkinci devrenin ilk 20 dakikasında üst üste Liverpool ataklarına rağmen deplasman ekibinin topla oynama oranı hanesinde %58 yazıyordu.

Liverpool’un bire bir adam markajı odaklı yüksek presi ikinci yarı Arsenal’e 20 dakika nefes aldırmadı.

Sonuç

Unai Emery ne kadar farklı bir maç plancısı olduğunu bir kez daha gösterdi ve ilk yarıda duran topa kadar fazlasıyla başarılı da oldu. Fakat sonrasında gerekli reaksiyonu gösteremedi ve takımının ikinci yarının başında dağılmasının önüne de geçemedi. Arsenal, genel kalitesizliğinin ceremesini bu 90 dakikada bir kez daha çekti ve oyunu bu kuvvetteki rakiplere karşı oynama noktasında ne kadar eksik oldukları da muhtemelen bir kez daha ortaya çıktı.

Liverpool ise ilk iki hafta ve Süper Kupa’da gösterdikleri tüm defektlere rağmen özellikle ikinci yarının başında mükemmeldi. 45–65 arasında Emery’nin sahaya beyaz havlu fırlatmasına sebep olabilecek kadar yoğun bir futbol oynadılar ve muhtemelen bu sezon ilk kez bir maçın periyodunda geçtiğimiz dönemki güçlerine tekrar ulaşacaklarının sinyallerini verdiler. Hala bekleyen savunmalara karşı daha zayıflar ama artık duran topları çok daha iyi kullanıyorlar ve tempo üzerine yoğunluk ekleyerek rakipleri daha fazla yıpratabiliyorlar. Önümüzdeki hafta oynayacakları Burnley deplasmanı bu yönden sert bir test daha olacak ama Alman teknik adamın cebinde artık çok daha fazla silah var ve bu sezon da iddialarını erken bir şekilde ortaya koymayı başardılar.

--

--