Trabzonspor 2–1 Fenerbahçe: 4–4–2 neden işlemedi? 4–3–3 neleri değiştirdi?

Trabzonspor’un yeni teknik direktörü Hüseyin Çimşir ilk ciddi sınavında iyi iş çıkarmayı başardı.

Emre Özcan
Tardini
Published in
9 min readFeb 2, 2020

--

Geçtiğimiz hafta Başakşehir’e karşı 90 dakikanın tamamında hakim bir oyun oynayarak şampiyonluk yolunda rakiplerine mesaj veren Fenerbahçe, aynı kadro ve aynı rollerle Trabzon’a geldi. Ersun Yanal sadece bir haftalık arayla benzer profildeki rakiplere karşı bir değişiklik yapmamayı uygun gördü ve bunda muhtemelen haksız da değildi. Trabzonspor’da ise Nwakaeme’nin cezası nedeniyle oynamayacağı maçta Yusuf Sarı sürpriz bir şekilde 11'deydi. Kasımpaşa maçında onun arkasında oynayan Kamil Ahmet Çörekçi yerineyse o bölgenin birinci oyuncusu Filip Novak kadroda yer alıyordu.

Fenerbahçe’de Ersun Yanal takımını bu sezonun klasiği olan 4–2–3–1 şeklinde dizerken Hüseyin Çimşir ise farklı bir yol tercih etti. Kasımpaşa maçında 6–0'lık sonucu aldığı 4–3–3'ün aksine Denizlispor’la oynanan kupa maçlarında ağırlıklı bir şekilde tercih ettiği baklava 4–4–2 üzerinde oyuncularını konumlandırıp maça çıktı. Nwakaeme’nin yokluğunda kadro içindeki tek safkan kenar oyuncusu Yusuf Sarı olan Trabzonspor’da Hüseyin Çimşir’in takımın başına gelir gelmez farklı bir yapıyı ön plana çıkarmaya çalışması anlaşılırdı. Zira Abdülkadir Ömür’ün yokluğunda adeta yedekleri de yok gibi gözüken iki kenar oyuncusu 4–2–3–1 ya da 4–3–3 gibi yapıları düzenli kullanma adına bir teknik adamın işini zorlaştıran faktörlerden biri gibi gözükürken Yusuf’un oynadığı denklemde tercih edilen 4–4–2'yse garip duruyordu. Ekuban ve Sörloth’tan oluşan forvet hattının arkasında 10 numara rolüyle görünen Yusuf Sarı iki iç oyuncusu Sosa ve Ndiaye ile destekleniyor, savunma önünde de Obi Mikel yer alıyordu.

Maçın henüz 1. dakikasında golü bulan Fenerbahçe’nin erken üstünlüğü Trabzonspor’un ana planına dair belirsizlik yaratmış olabilir. Fakat maçın santrasında iki forvetin arkasında 10 numara gibi oynamaya çalışan Yusuf’la birlikte aslında yapı daha ilk saniyelerde belli oluyordu. Hüseyin Çimşir maça bu şekilde başladı ve erken golle birlikte sonraki 15 dakika onun için zor geçti.

Maça iki takım da agresif bir ön alan baskısıyla başladı. Ama erken golün getirdiği moralle Fenerbahçe ilk bölümde topun hakimiydi. Ersun Yanal da takımını ilk çeyrekte önde oynatmaya çalışıyor gibiydi. Özellikle Nwakaeme’nin yokluğunda kontra yeteneği de sekteye uğrayacak olan Trabzonspor’a karşı beklenmedik golle birlikte oyunu forse etmeyi düşünen Ersun Yanal’a karşı Trabzonspor’da da 4–4–2'yle birlikte özellikle Fenerbahçe geriden oyun kurmaya çalışırken çift santrfor ve arkasındaki orta saha oyuncularıyla stoperlere baskı yapma çabası dikkat çekiyordu. Ne var ki dakikalar ilerledikçe yapının getirdiği problemler baş göstermeye başlayacaktı.

Santrayla birlikte oyunun ilk atağında topu kendi soluna götüren Fenerbahçe’ye karşı Trabzonspor’un dörtlü orta sahasının oluşturduğu gövdesi de dar bir şekilde o bölgeye yaklaştı. Oradan birkaç pasla çıkıp oyunun yönünü değiştiren deplasman ekibinde sağ çizgiye ulaşıldı ve oraya gitmekte geciken Badou Ndiaye’yle birlikte yapılan kenar ortası Max Kruse’nin zayıf kafa vuruşuyla büyük bir tehlike yaratmadı. Bu pozisyonun hemen devamında orta sahada kazanılan topla hızlı hücum sonrasında golü bulan Fenerbahçe sonrasındaki 15 dakika boyunca özellikle kenar yüklemeleriyle Trabzonspor’u yıpratmaya başladı.

9. dakika içerisinde sol kenardan gelen Fenerbahçe’de sol ön oyuncusu Tolga Ciğerci’yle eşleşen Trabzonspor sağ beki Pereira görevini yapıyor. Fakat arkadan bindirme yapan Nabil Dirar’ın sağ iç Jose Sosa tarafından takip edilmesi gerek. Sosa dar kaldığı için içeride ve Dirar demarke pozisyonda sol kenarda. Trabzonspor rakibine rahat bir orta yapma imkanı veriyor ve bu çeyrek şanstan ciddi bir pozisyon doğmuyor fakat Trabzonspor’un şablondan doğan yapısal problemleri bu pozisyonda net bir şekilde görülüyor.

13. dakikaya girerken Fenerbahçe’nin yine kendi solundan hızlı geldiği pozisyonda da Sosa çok dar ve önde yakalanıyor. Tolga’nın taşıdığı topta onu karşılayan yine Joao Pereira. Arkadan bindirmeye çalışan Dirar’ı kontrol etmeye çalışan da asli görevi olmadığı halde Sörloth. Norveçli santrfor koşusunu devam ettiremiyor. Sosa’ysa pozisyondan uzak kalmaya devam ediyor. Kruse’nin sola attığı koşuyla beraber onunla eşleşen yine Pereira. İçeri kat eden Tolga’yı savunma önündeki Obi Mikel karşılıyor. Sol bekten çıkış yapan Nabil Dirar’ı takip etmesi gereken asıl oyuncu Jose Sosa yine geç kalıyor ve 10 saniye sonra sol içte yine demarke kalıyor. Fenerbahçe sol kenarda tekrar sayısal üstünlüğü ele geçirmiş durumda.

Bu pozisyondan birkaç dakika sonra 15. dakika içinde yine sol kenardan gelen Fenerbahçe’de Sosa bu kez pozisyonun içinde. Luiz Gustavo sol içte ve hemen çizgide koşu atan Tolga Ciğerci’yle Sosa eşleşmiş durumda. Zira yine Trabzonspor’un sağ bek pozisyonuna girmeye çalışan Kruse, Pereira tarafından kontrol ediliyor. Fakat pozisyonun devamında ceza sahası içinde topla buluşan Kruse’nin aksiyonunda Tolga’yla eşleşen Sosa rakibini birden bırakıyor. Kruse bu pozisyonda doğru koşuyu yapıp yine boş kalan Tolga’ya oynayabilse çok daha büyük bir fırsat yaratma şansına sahip olacakken önünde savunma varken kaleye vurmaya çalışıyor ve pozisyon harcanıyor.

Sosa’nın burada koşuyu kesmesinde birçok neden olabilir. Sağ içte sürekli ileri geri gidip gelmek durumunda kalmanın verdiği yorgunluk bu koşuyu kesmede boşvermişliğin önünde değerlendirilebilir. Zira Sosa özellikle profesyonelliğiyle dikkat çeken bir oyuncu ve bu şekilde rakibine kolay bir fırsat bırakmayı muhtemelen istemez. Dolayısıyla Hüseyin Çimşir’in oyuncuları 4–4–2 üzerinde yerleştirdiği pozisyonlar ve roller ilk 15 dakikada ortaya çıkan bu problemler özelinde sorgulanabilir.

Baklava 4–4–2'nin sol ve sağ içindeki oyuncular genellikle oyunu dikine mesafede oynayabilen isimlerden tercih edilir. Zira bu ikili box-to-box özellikleriyle hem ileri geri çalışarak motor olma hem de özellikle çizgilerin sadece beklere kalmaması için mesafedeki oyunu enine de sergileme niteliğine sahip olmak zorunda. Badou Ndiaye temposuyla bu role uygun bir oyuncu ve görevini de özellikle ilk 15'te layıkıyla yerine getirdi. Fakat aynı şeyi Jose Sosa için söylemek mümkün değil. Oyuncu hem mesafede yıprandı hem de özellikle eşleşmesi gereken Nabil Dirar’ı sıklıkla çizgide yalnız bıraktı ve kendi bekinin rakiple bire iki kalmasına neden oldu. Fenerbahçe de bunun sonucu olarak sol kenarda ilk 15 dakika içinde üç kez net sayısal üstünlük elde etti ve pozisyon üretme şansı yakaladı.

Dolayısıyla Jose Sosa’nın baklava 4–4–2'de muhtemelen oynayabileceği sadece iki pozisyon var. Savunma önündeki oyun kurucu yani regista ve forvet arkasındaki oyun kurucu yani 10 numara. Bu iki rol yerine sağ içe hapsedilen Jose Sosa’nın aksine özellikle 10 numarada yer alan Yusuf Sarı da rolünü ilk 15 dakikada hiç ortaya koyamadı.

12. dakikada ikinci bölgede Fenerbahçeli oyuncudan topu kazanan Trabzonspor orta sahası hızlı bir şekilde Yusuf Sarı’yı gördü. Tam orta yuvarlakta topla buluşan Yusuf’un önünde istediği türden bir boşluk vardı ve oyuncu driplingle bu mesafeyi kat etmeye başladı. Birkaç saniye sonra üçüncü bölge geçişinde sol kenardan rakip bek-stoper arasında iyi pozisyon alan ve koşu gösteren Ekuban’a 10 numara olarak bir pas yollaması gerekiyordu. O açıya Gustavo ve Isla arasından sahipti ve Serdar’la Jailson arasındaki mesafe de ideal bir pas yolunu Yusuf Sarı’ya sunuyordu. Burada Ekuban’ın Jailson tarafından yakalanma ya da Serdar’ın kademesiyle pozisyonun tehlike yaratmadan kesilme ihtimali elbette vardı fakat bunun için önce Yusuf’un pozisyonunun getirdiği rolle birlikte o pası denemesi gerekiyordu. Yusuf bunu yapmadı. Driplinge devam etti ve önündeki çok ideal pas açısını ve oyununu reddetti. İlk 15 dakikada etkili olmak için elde ettiği tek fırsatı çok kötü kullanan genç oyuncu da aslında yanlış rolde oynatıldığını gösteriyor gibiydi.

Trabzonspor biraz da şansının yardımıyla 15. dakikada golü buldu. Ndiaye’nin inatçı driplingi Ekuban’ın güzel ortası ve Dirar’ın arkasından koşu gösterip savunma arasına doğru harika hareketlenen Sörloth’un müthiş aksiyonuyla birlikte ev sahibi durumu 1–1'e getirdi. Golün santrasında Hüseyin Çimşir’den sistem değişikliği geldi.

Yusuf Sarı ve Caleb Ekuban kenarlara geçti. Orta üçlüyse aynı şekilde kaldı fakat Sosa ve Ndiaye’nin çizgilere bakma görevleri artık iki kenar oyuncusuna geçmişti. Dolayısıyla merkez orta sahada yükler hafifledi ve ilk 15 dakikada sürekli kenarlar üzerinden üreten Fenerbahçe’ye de bir cevap verildi.

İki kenar Yusuf ve Ekuban’ın rakip bekleri takibi ve çizgiyi kapatmaya yardımları.

Golden sonraki 15 dakikalık periyotta da top Fenerbahçe’de kaldı ama deplasman ekibinin kaleye gidişlerinde ciddi bir azalma vardı. Rakibi kalesinden daha uzakta durduran Trabzonspor kontra şanslarını da bu yüzden maksimize etti. 32. dakikada Novak’la gelen ikinci gole kadarki 17 dakikalık sürede 7–2'lik şut sayıları da Trabzonspor adına üretim üstünlüğünün ve kontra kalitesindeki artışın net bir göstergesi oldu. Sosa daha dar bir alanda hem savunmaya hem de hücuma odaklanma şansını elde etti ve onun da performansı 20. dakikadan sonra yükselmeye başladı.

17 dakikalık sekansın başında ve sonunda rakibini daha geniş bir şekilde karşılama şansını elde eden Trabzonspor’da özellikle Sosa ve Ndiaye, rakip pivotlar Gustavo-Ozan ikilisine yakın oynarken Obi Mikel de Kruse kontrolcüsü olarak bire bir eşleşmelerde iyi iş çıkardı. Novak’ın golünden sonra hamle sırasıysa Ersun Yanal’a geldi.

Badou Ndiaye, Garry Rodrigues’in sol kenara geçişiyle birlikte sağ içte oynamaya başladı.

2–1'in santrasıyla birlikte iki kenar oyuncusu Tolga Ciğerci ve Garry Rodrigues’in yerini değiştiren Ersun Yanal, Garry’yi sol çizgiye çekerek set oyununda onun şut tehdidinden yararlanmak istedi. Ama bu değişikliği takip eden 2–3 dakika içinde Hüseyin Çimşir’den karşı hamle geldi. 35 dakika boyunca sol içte oynayan Badou’yla sağ içte oynayan Sosa’nın yerlerini değiştiren genç teknik adam, Garry’nin tarafında Badou’nun olmasını istedi ve onun driplingine karşı bir atletle o bölgeye ekstra yardımcı çekti. Driplingi olmayan ve pas kalitesi düşük Tolga’yla Sosa’yı eşleştirmek de gayet akılcı görünüyordu ve küçük detaylara devreye girmeden verilen çabuk cevaplar Hüseyin Çimşir ve ekibi için de artı değer olarak dikkat çekti.

İkinci yarı

Skor avantajıyla birlikte ikinci yarıda Trabzonspor’da plan değişikliği olmadı. İlk yarıda olduğu gibi topu reddetmeye devam ettiler ve sette savunma yaparak kontra atak kovaladılar. İlk yarının kötü isimlerinden Yusuf Sarı’nın yerine yeni transfer Guilherme’yi sağ kenara alarak başlayan Hüseyin Çimşir aslında kontra imkanlarını da biraz kısıtlamış oldu.

Ersun Yanal ise riski erken aldı. Maçta son yarım saate girerken Dirar ve Tolga ikilisinin yerine Emre Belözoğlu ve Deniz Türüç hamlesini yapan deneyimli hoca, Deniz’i sol beke göndererek enteresan bir hamleye imza attı. Yusuf’un oyundan erken alınması bu cesur hamleyi kolaylaştırmış olabilir fakat özellikle maçın kalan bölümünde Fenerbahçe kendi solunda büyük boşluklar verse de ev sahibi bu imkanları çok fazla değerlendiremedi. Özellikle 67'de Ekuban’ın yerine oyuna giren Sturridge’in kontra oyununu tamamen öldürdüğü ortamda Ferdi-Garry değişikliği de beklenen faydayı Fenerbahçe’ye getirmedi. Yine de deplasman ekibi ikinci yarıda skorun da getirisiyle daha önemli fırsatlar elde etti ama günün çok iyilerinden Uğurcan ilk yarıda olduğu gibi ikinci yarıda da Fenerbahçe’ye set çekti.

Sonuç

Trabzonspor, geçtiğimiz hafta Fenerbahçe’nin Başakşehir’e yaptığını belki yapamadı ama çok kritik bir galibiyete imza attı. Takımın hem dar hem de açık alanda en etkili yaratıcısı Nwakaeme’nin yokluğunda çok net bir galibiyet almaları da zaten kolay değildi. Alexander Sörloth, sezonun en iyi maçlarından birine imza attı. Attığı goldeki müthiş aksiyonunun dışında Garry Rodrigues’e attığı çalım, sol çizgiden taşıdığı top ve özellikle direğe çarpan kafa vuruşunun hemen 45 saniye öncesinde o atağın olgunlaşmasını sağlayan üç Fenerbahçeli oyuncuyla girdiği mücadeleden çıkışı gecenin onun adına akılda kalan aksiyonları arasında yer aldı.

Fenerbahçe’yse kötü bir oyun oynamadı fakat kendisi için kötü bir mağlubiyet aldı. Artık maç fazlasıyla Trabzonspor’un gerisindeler ve İstanbul büyükleri muhtemelen onlara bir adım daha yakın. Hata yapma lüksünü erken kaybetmek şampiyonluk mücadelesi veren takımlar için en kötü şeylerden biri ve ne var ki İstanbul şampiyonlarının tamamı bu durumu yaşıyor gibi görünüyor.

--

--