Valerien Ismael’in Beşiktaş’ı: 3–4–3, Valentin Rosier ve Rıdvan Yılmaz

Fransız çalıştırıcının ilk üç maçı Beşiktaş’ın yeni dizilişi ve ana planıyla ilgili birçok şey söylüyor.

Emre Özcan
Published in
14 min readApr 19, 2022

--

“Üç yıldır çalıştırdığım takımlara 3–4–3 oynatıyorum. 150 maçın üstünde bir deneyimden bahsediyoruz. Şampiyonlar Ligi elemeleri, Avrupa Ligi elemeleri ve İngiltere’de Premier League ekiplerine karşı böyle oynadık.”

Bir teknik adamın hangi dizilişle oynayacağı onun kim olduğuna ve elinde nasıl bir takım olduğuna göre değişiklik gösterebilir. Bazı teknik direktörlerin favori dizilişleri vardır ve gittikleri her takımda bunları ana yapı olarak belirleyip takımı etrafında şekillendirmeyi tercih ederlerken bazıları da daha esnektir ve -özellikle yeni aldıkları takımda kısa vadede- ellerindeki kadronun niteliğine göre daha geniş bir yelpazede seçimlerini yaparlar. Valerien Ismael kariyerinin gösterdiği ve Beşiktaş teknik direktörü olarak düzenlediği ilk basın toplantısında yukarıdaki cümleleri kurmasıyla ilk gruba dahil olduğunu çok hızlı bir şekilde ortaya koydu. Bundesliga zamanlarında elde ettiği deneyimler kariyerinin erken safhasında onu 3–4–3'ün en ideal yapılardan biri olduğuna inandırdı ve genç teknik adam sonrasında kariyerini de buna göre şekillendirdi. Peki sezon ortasında aldığınız bir takımın oyuncu kadrosuna bakmadan ben bu sistemle oynayacağım demek mantıklı bir hareket mi? Bu, cevabı tartışmaya açık bir konu. Gelir gelmez 150 maçlık deneyimini Beşiktaş’ta da kullanacağını ima eden Valerien Ismael’in bu tercihi yapmadan kadroya bakmaması pek mümkün değil. Ama diyelim ki Fransız hoca Beşiktaş kadrosunun ne barındırdığına bakmadan bu açıklamayı yapmış ve oyuncu grubunu kendi inandığı sisteme uydurmak istiyor olsun. Eğer durum buysa dahi biraz şanslı bir başlangıç yaptığını söylemek için elimizde birçok neden var.

Beşiktaş geçtiğimiz sezon güçlü bir 4–3–3 ezberine sahipti. Sağda Rosier ve Ghezzal’la iyi bir ikili kurulmuş, ters kenardaki golcü Larin’le Sergen Yalçın takıma efektif bir asimetri kazandırmıştı. Stoperler, hocanın belirlediği oyunu asgari müşterekte oynamaya uygun, sol bekteki N’Sakala da Rosier’nin hücumcu rolünü dengeleyen atletizmiyle takım için ideal bir parçaydı. En uçtaki Aboubakar golcülüğünün yanında sırtı dönük oyunuyla arkasındaki beşliyi birbirine bağlıyordu. Orta sahadan da tüm bu uyum içerisinde mantıklı bir üçlü ortaya çıkıyordu. Josef’in kesiciliğini Atiba’nın pasörlüğü ve ceza sahası yaklaşımları tamamlıyor, üçüncü oyuncu da sezon başında Mensah ve sezon finalinde de Ljajic’le ortaya çıkıyordu. Arada Dorukhan ve Oğuzhan’ın da önemli süreler aldığı yapı özellikle son iki aya kadar gayet iyi bir set oyunu oynuyor ve şampiyonluğu da finalde bir şekilde kazanıyordu.

Mensah’ın ayrıldığı, Ljajic’in kadroya dahi yazılmadığı, Oğuzhan’ın hiç verim vermediği ve hem Şampiyonlar Ligi’nin getirdiği yıkıcılık hem de bir yıl daha yaşlanmanın getirdiği yıpratıcılıkla büyük düşüş yaşayan Atiba’yla birlikte Beşiktaş’ın orta sahası tamamen yıkıldı. Pjanic, Josef’in yanı için sezon başında çok iyi bir ekleme gibi görülüyordu ama çok doğru bir üçüncüyü bulmak şartıyla… Beşiktaş o üçüncüyü sezon boyunca bulamadı. Buna Aboubakar’ın kaybı, onunla birlikte Larin’in performans kayıpları da eklenince takım Şampiyonlar Ligi’nin ağırlığı altında çok erken bir şekilde ezildi. Ve gerek Sergen Yalçın, gerek ondan sonra görevi devralan Önder Karaveli merkezdeki üçüncüyü sezon boyunca bulamadı. Valerien Ismael’in teknik adamlığa gelişi böyle bir denklem içinde Beşiktaş için ciddi bir şans olabilir. Zira kendisinin favori sistemi kadronun yaşadığı problemleri minimize eden ve güçlü yanlarını biraz daha ortaya çıkaran bir yapıyı beraberinde getirmeye yatkın duruyor. En azından Beşiktaş’ın oynadığı ilk üç maç, son maçtaki problemlerden bağımsız bir şekilde bize bunu işaret ediyor.

4–3–3'ün 3–4–3'e dönüşümü

4–3–3 ve 3–4–3 birbirinden aslen çok uzak yapılar değiller. Bundan tam 5 yıl önce Brezilya’da bir konferans veren Marcelo Bielsa futboldaki dizilişleri 10'a ayırır. Beş farklı dizilişi bir hücum aksiyonuyla birbirine dönüşen iki farklı yapı halinde açıklar ve 4–3–3'le 3–4–3 de birbirine dönüşerek bu 10 yapı içinde kendilerine yer bulur.

Bielsa’nın söylediği gibi aslında 3–4–3, 4–3–3'teki savunma önü oyuncusunun iki stoper arasına girerek iki beki ileri ittiği benzer bir yapıdır. Arjantinli teknik adam aynı takımın bu iki yapıyı toplu ve topsuz bir şekilde aynı anda oynayabileceğini diğer örneklerle birlikte açıklar. Fakat bunun için iki tane hücumcu beke sahip olmanın gerekliliğinin de altını çizer. Elbette uygun diğer parçalarla birlikte…

Fransız teknik adamın takımın başına gelir gelmez ortaya çıkardığı takım ilk üç maçta genel hatlarıyla sahaya bu şekilde yansıdı. Beşiktaş’ın elindeki oyuncu grubu için özellikle çizgiler ve orta saha rotasyonu açısından bu değişim kağıt üzerinde çok mantıklı duruyordu. Pjanic’in bir türlü bekleneni veremediği sezonda, ilk üç maçta Josef’in çift pivottaki partnerinin Can Bozdoğan olduğunu da göz önüne alınca üçlü orta sahadan eksilip arkaya bir stoper eklemek çok mantıklı görünüyor. Net bir ikiliye dahi sahip değilken üçlü bir orta sahada diretmek şu ana kadar hep uyumsuz yapıları ve zayıf maç performanslarını beraberinde getirdi. Merkezden eksilip nicelik olarak stoper bölgesinde genişlemenin getirdiği doğal sonuç ise bekleri yarım tık ileri atarak onları hücumda biraz daha fazla kullanmak.

Beşiktaş’ın Valerien Ismael’le çıktığı ilk iç saha maçındaki savunma şekli

Bu, takımın hücum dengesini korumak için yapılması gereken bir hamle. Zira bir orta saha oyuncusunu stoperle değiştirip beklerin rolünü değiştirmeden devam etmek takımı hücumda olduğundan daha kısır hale götürür. Geçtiğimiz sezon ön üçlü, merkez orta sahadan öne yaklaşan en az bir oyuncu (Atiba ya da Mensah/Ljajic) ve bir bekle hücum beşlisini oluşturan Beşiktaş’ta Sergen Yalçın sol bekini genellikle savunmada bırakıyordu. N’Sakala takımın geçiş savunmasını güçlendiren bir oyuncuyken Rıdvan Yılmaz da zaman zaman toplu oyunda stoperi üçleyen ve pas kalitesiyle geriden oyun kurmayı biraz daha rahat hale getirmeye çalışan bir rolde oynadı. Peki artık elinizde N’Sakala yoksa ve genç Rıdvan Yılmaz’dan hücumda çok daha fazlasını alma fırsatına sahipseniz? O zaman bekleri ileri iterek onları üçlü savunmada kanat beki haline getirmek de yine kağıt üzerinde oldukça mantıklı görünüyor. İlk üç maç bize bunun sinyallerini de defalarca verdi. Trabzonspor deplasmanındaki Valerien Ismael’in ilk 90 dakikasının başlangıcı bile Beşiktaş’ta çok daha farklı bir saha yerleşimi göreceğimizi de muhtemelen bize gösteriyordu.

Henüz 4. dakikanın başında Beşiktaş hücumunda iki kanat bekini tamamen üçüncü bölgede görüyoruz. Sağdan topla oyunu genişleten Rosier’nin opsiyonlarını değerlendirdiği bu sekansta Alex Teixeira’nın merkezde konumlanarak sağ bekteki Dorukhan’ı içeride tutarak Rıdvan Yılmaz’a alan açışı dikkat çekiyor. Oradaki kanalın farkında olan Rıdvan el kaldırarak Rosier’ye kendini göstermeye çalışıyor. Trabzonspor’un iki stoperi Denswil ve Hüseyin ise tehlikenin farkındalar. İkisi de eliyle Rıdvan’ın tarafını işaret ederek takım arkadaşlarını oradaki alan için uyarıyorlar.

Birkaç saniye sonrasındaki görüntü de adeta Rıdvan ve Rosier’nin ne kadar agresif bir şekilde hücumda olacağının kanıtı. İki çizgide rakip savunma dörtlüsünü açmaya çalışıyorlar. Puchacz’ın mecburen Rosier’ye yaklaşması bek-stoper arasındaki alanı Siopis’le kapatma gerekliliğini de beraberinde getiriyor. Peki Trabzonspor’da bu kadar agresif oynayan kanat beklerini kim takip edecekti? Kanat beklerini iki bekle karşılamak ve almak bugünün oyununda çok görmediğimiz bir yaklaşım. En azından iki kenardan birinde (bazen ikisinde de) önden gelen bek yardımı şart görünüyor ve Trabzonspor-Beşiktaş maçının ilk yarısında ev sahibi bu ikilemi çok sert bir şekilde yaşadı.

Maça Trabzonspor’da sol önde başlayan oyuncu Nwakaeme’ydi fakat hem yaşı hem de temposu itibarıyla star oyuncuyu Rosier ile birlikte sürekli geriye koşturmak çok mantıklı değildi. Nwakaeme hem bunu istikrarlı bir şekilde yapamayacak bir oyuncu hem de onu sürekli Fransız sağ bekle birinci bölgeye getirmek takımın hücum şansını da azaltan bir faktör olabilirdi. Tüm bunları değerlendiren Abdullah Avcı da Djaniny’ye -muhtemelen maç içinde- ekstra bir görev verdi ve Rosier ile birlikte onu savunmaya getirme kararı aldı. 25. dakikada bu durumu net bir şekilde görüyoruz. Ama bu görüntü ilk yarıda rastlantısal bir şekilde ortaya çıkmadı.

Tam 1.5 dakika sonra benzer bir Beşiktaş hücumda topla sağdan önündeki kulvarı değerlendiren Rosier ile birlikte gelen oyuncu yine Djaniny. Nwakaeme ise yine kadrajda yok.

34. dakikada yine iki kanat bekinin üçüncü bölgeye beraber bastığı bir Beşiktaş hücumunda tamamen sağ çizgiye basan Rosier ile birlikte gelen oyuncu bir kez daha Djaniny. Öndeki Nwakaeme, set oyununda öne çıkan Wellinton’u kontrol ediyor. Sağdaki yoğunlukla birlikte Rıdvan’a sol kenarda yine alan açmaya çalışan Beşiktaş’ta Ghezzal, sol kenara uzun oynamaya çalışıyor.

Valentin Rosier bu maçta ilk yarının yıldızı oldu. Sayısız bindirme yaptı ve Trabzonspor hücumcularının defalarca savunmada ikilem yaşamalarına sebep oldu. Nwakaeme onunla gelemedi. Bir oyuncuyu yardımcı yapmak için Djaniny’yi toplu hücumdaki santrfor mevkiinden oynatmadan Abdullah Avcı, Rosier ile birlikte deneyimli forvetin savunmaya gelmesini istedi. Trabzonspor’un hücum ve savunma şekli bu nedenle oldukça bozuldu ve Beşiktaş ilk yarıda oldukça üstün bir oyun sergiledi. Öyle ki Abdullah Avcı sezonun en iyi performansçısı Nwakaeme’yi kenara aldı ve ikinci yarıda onun yerine Cornelius’u alarak mücadele etti. Böylece Djaniny’nin sol kenarda görev tanımı da çok daha belli olacaktı. Fakat ikinci yarıda da beklerin etkinliği çok farklı değildi.

58. dakikada geçtiğimiz sezon da sağ çizgide çok iyi anlaşan ve ligin en iyi ikililerinden biri olarak dikkat çeken Rosier-Ghezzal hücumu ön plana çıkıyor. Çizgide topla buluşan ve yine oyunu sağdan genişleten Rosier, hemen gerisindeki Ghezzal’e pası verip öne çektiği Puchacz’ın arkasındaki alana koşu atıyor ve Ghezzal’den gelen kolay yüksek pası kontrol ediyor. O an kadrajda olmayan Rıdvan Yılmaz birkaç saniye sonra ceza sahası içerisinde.

Tam altı saniye sonra ceza sahası içinde iki kanat bekini Beşiktaş’ın en yüksek oyuncuları olarak görüyoruz. Rosier topla buluştuktan sonra arka direkteki Rıdvan’ı görmeye çalıştı ama yatarak iyi bir müdahale yapan Trabzonspor savunması o topun genç oyuncuya geçmesine izin vermedi. Ama Beşiktaş istediği kenar organizasyonu iki taraflı yapma şansını bulmuştu.

Maçta Batshuayi’yle bir penaltı kaçıran Beşiktaş, bu şanssızlıktan iki dakika sonra yine bir sağ çizgi hücumuyla golü buluyor. Sağ kenardan gelen Ghezzal-Rosier ikilisini karşısında gören Trabzonspor savunması endişeli. Puchacz Siopis’e, Siopis de Puchacz’a Ghezzal ve Rosier’yi işaret ediyorlar.

Fakat Ghezzal’in Rosier’yi görmesini yine engelleyemiyorlar ve 25 yaşındaki oyuncu dar açıdan güzel bir gol vuruşu yaparak Beşiktaş’a eşitliği getiren golü kaydediyor.

Rıdvan-Rosier ikilisinin Trabzonspor maçındaki topa dokunuş noktaları. (Kaynak: Whoscored)

İki kanat beki de çok iyi performans gösterdiği maçta hem sonuca etki ettiler hem de hücum bölgesinde savunmaya göre daha fazla bulundular. Rosier attığı gol ve yaptığı sayısız hücumun yanında Rıdvan’a da alanlar açtı. Genç sol bek ise Beşiktaş’ın kazandığı penaltıda topu soldan getiren ve yaptığı ortayla penaltıyı aldıran Ghezzal’in topla buluşmasını sağlayan oyuncuydu.

Beşiktaş’ın Trabzonspor karşısındaki ortalama pozisyonu ve pas ağı.

Alanyaspor’a karşı da Beşiktaş’ın oyun planı ve sistemi farklı değildi. Trabzonspor gibi Beşiktaş’ın Valerien Ismael’le çıktığı ilk iç saha maçında da rakip oyunu oynamak isteyen Francesco Farioli’nin ekibiydi.

Beşiktaş maçta Alanyaspor’un oyun kurmasına zaman zaman orta blokta bekleyerek izin verdi. Bu anlarda Batshuayi genellikle savunma önündeki yetenekli Alanya oyun kurucusu Novais’e markaj yapan oyuncuydu.

Zaman zaman da şiddetli presle rakibin arka taraftaki kalite zaafiyetini değerlendirmeye çalıştı. 43. dakikada kale vuruşunu yaparken Marafona’yı ikilemde bırakan ve merkezde kurdukları pres tuzağına düşüren Beşiktaş, merkezdeki Alanyaspor orta sahasına iki oyuncuyla baskı yaparak topu kazandı ve sağ içteki Rosier’nin ortasında Batshuayi’yle net bir pozisyona girdi. Bu maçta Rosier ve Rıdvan’ın içerideki bölgeleri de sıklıkla kullandıklarına şahit olduk.

78. dakikada içeride konumlanan ve elde ettiği topla N’Koudou oyunu genişletmediği halde aradan Güven’i mükemmel bir pasla kaçıran Rıdvan Yılmaz takım arkadaşını net bir pozisyona soktu fakat genç forvet bu pası değerlendiremedi.

Beşiktaş bu maçta da genel karşılamayı, bekleme oyununu ve presi çok doğru bir şekilde kurguladı. Savunmadaki 5–2–3 duruşu içinde öndeki 2–3'ten oluşan beşgenle sürekli Alanyaspor’un merkezdeki oyun kurucularını kuşatarak pasifize ettiler ve rahat top kullanmalarını engellediler. Statsbomb’un rakamlarına göre rakiplerine sadece 4 şut çekme şansı ve 0.51'lik oldukça düşük bir gol beklentisi verdikleri maçı 4–1 kazandılar.

Beşiktaş’ın Alanyaspor maçındaki ortalama pozisyonu ve ilk yarıda Rıdvan-Rosier ikilisinin pas noktaları.

Kanat bekleri ortalama pozisyonda yine fazlasıyla önde ve hücum hattının bir parçası gibiydiler. 3–1 önde kapattıkları ilk yarıda pas yaptıkları noktalarla (sağdaki grafik) hücumda ne kadar etkin olduklarını da gösterdiler. Rıdvan kendi yarı sahasında sadece 4, rakip yarı sahada ise taçlar hariç 7 pas yaptı. Rosier’nin ise ilk yarıda rakip yarı sahadaki pas sayısı kendi yarı sahasındaki paslarının yaklaşık 2.5 katıydı.

Çok şaşalı bir başlangıcı beraberinde getiren ilk iki maçın yanında hafta sonu oynanan Giresunspor deplasmanında ortaya çıkan problemlerse çok beklenmedik değildi.

“Felsefe yüksek yoğunluklu futbol, yüksek baskı. Ama bu takımla topa sahip olma oyununda da daha fazla kontrole sahip olabiliriz. Vizyonum ve amacım komple bir futbol takımı haline gelmek. Topsuz oyunda rakiplerimizi rahatsız eden, fizik kalitemiz ve yoğunluğumuzla onları domine eden bir takım olacağız. Ama aynı zamanda topu kazandığımızda da oyunu kontrol etmek için topa sahip olmak istiyoruz. Bu kadro kalitemiz nedeniyle Barnsley’dekine göre daha farklı olacak.”

West Bromwich Albion’daki ilk basın toplantısında bu açıklamayı yapan Valerien Ismael, profil yükseldikçe baskının da artacağının her zeki teknik adam gibi farkındaydı ve beklentilerin ne olduğunu da elbette biliyordu. Ama söylediği şeyde haklılık payı vardı. Zira oyuncu kalitesi yükseldikçe özellikle toplu oyunda sahada bazı şeyleri yapmak daha kolay hale geliyordu. Fakat özellikle bir yüksek yoğunluk hocasıysanız bazı bariyerlere sahip olduğunuzun da muhtemelen farkındasınız. Zira bir şampiyonluk adayında daha kaliteli kadroya sahip olsanız da seçtiğiniz oyun efor ve enerji gerekliliği itibarıyla bazı konularda önünüze limitler çıkarabilir.

Giresunspor’da Hakan Keleş, oyunun doğası gereği yapması gerekenin ne olduğunun farkındaydı. Valerien Ismael bir reaktif oyun uzmanıydı ve böyle hocaların takımları toplu oyunda fabrika ayarları itibarıyla bazı temel problemlere sahipti. Rakibe göre reaksiyon alan takımların ortak paydada buluştuğu problemlerin en büyüğü genellikle oyunu oynamak zorunda kalınca ortaya çıkar. Giresunspor maçında da Beşiktaş’ın yaşadığı temel sıkıntı buydu. Siyah-beyazlılar zaten sezon başından beri set oyununu oynama pratiğini epey kaybetmişti. Bir de bunun üstüne Trabzonspor ve Alanyaspor maçlarında oldukça reaktif oyun planlarıyla gelen başarılı performanslar ve sonuçlar kısa sürede bu sorunun maksimize olmasına da neden olmuş olabilir. Fakat Giresunspor’un başarılı hocası Hakan Keleş’in yaptığı tek şey topu rakibine bırakıp Beşiktaş’ı proaktif olmaya zorlamak değildi. Aynı zamanda ilk iki maçta takımın en büyük gücü ve en radikal değişikliği gibi görünen kanat beklerine de bazı önlemleri olacaktı.

Beşiktaş’ın toplu oyunda kabaca 3–2–5 gibi görünen klasik topa sahip olma dizilişinde maça 4–2–3–1 şeklinde başlayan Hakan Keleş, topsuz oyunda kenar oyuncularını kanat bekleriyle beraber getirerek altılı bir savunmaya yaklaştı.

7. dakikada Rosier’nin sağdan topla çıkışında onu derine inerek karşılayan sol ön Serginho’yu oyuncuyla birlikte görüyoruz. Ters kenarda kadrajda olmayan fakat bölgeye yaklaşan Rıdvan Yılmaz da karşısındaki oyuncu Suleymanov tarafından birinci bölgeye kadar rakip ediliyor.

İkinci yarının 7. dakikasında da benzer bir görüntü mevcut. Dörtlü savunma sol ve sağ ön Ghezzal-Alex ikilisi dar oynadığı için onlarla birlikte oldukça daralıyor. Bu ikilinin Rıdvan ve Rosier’ye açmaya çalıştığı kanallar yine savunma dönüşünü yapan Suleymanov-Serginho ikilisiyle kapatılıyor. Hakan Keleş özellikle sağ kenardaki Suleymanov’u 90 dakika boyunca Rıdvan Yılmaz’la birebir oynatarak oyuncunun epey rahatsız olmasına sebep oldu.

23. dakikada soldan oyunu genişletmeye çalışan Rıdvan, Rus futbolcu tarafından takipte. Tersteki Serginho ise (en yakın Giresunlu) öndeki Rosier’den kopuk, Necip’i kontrol ediyor. Maçın bu anında Giresunspor’da beşli bir defans mevcut ve bire bir eşleşmeler ortaya çıkmış durumda.

Bir dakika sonra rakibin savunma hattına kadar inen Rıdvan, Suleymanov tarafından bire bir markajla kontrol ediliyor. Topla daha geride buluşan Alex, sağ bek Hayrullah’ı manipüle ederek yerinden çıkarıyor ama bölgede bulunarak o boşluğa hareketlenecek bir Beşiktaşlı mevcut değil.

Birkaç saniye sonra Rıdvan içeri kat ediyor ve Suleymanov onu bırakarak yerine doğru dönmeye başlıyor. Hatlar arasında kendisine yer açan genç sol bek elverişli bir pozisyon elde ediyor ve top istiyor. Kendisini göstermeyi başardıktan sonra da Vida’dan o topu alıyor.

Topu aldıktan sonra yüzünü kaleye dönen Rıdvan, savunmadan bir oyuncuyu manipüle etmeyi başarıyor ama savunmanın üstüne/arkasına penetre eden bir takım arkadaşı bulamayınca sağına çekmeye çalışırken topu kaybediyor ve boşta kalan topla Ghezzal vasat bir şut çıkarıyor.

29. dakikada yine rakibin savunma çizgisine kadar sokulan Rıdvan, Suleymanov’un markajı altında. Yine oyunun merkezinde konumlanıyor. Serginho yine önde ve Rosier ile alakasız. Bunda da en büyük neden muhtemelen en uçta yer alan Umut Nayir’in bir geniş alan oyuncusu olmaması dolayısıyla Serginho’yla kontra tehdidine sahip olmaya çalışmak gibi görünüyor.

40. dakikada Rosier yine sağdan rakibi genişletmeye çalışıyor ama bu kez Serginho onunla birinci bölgeye kadar iniyor. Suleymanov’un markajından bunalan Rıdvan yine içeri girmiş durumda.

Bunun uzantısı olarak maçın neredeyse tamamını markaj altında geçiren Rıdvan Yılmaz oldukça etkisiz kaldı. Oynadığı süreye oranla Batshuayi’den sonra ilk 11'deki en az pas yapan oyuncu olan genç oyuncu (31 pas), ters kenardaki partneri Rosier’den 41 pas az yaparak mücadeleyi bitirdi. Giresunspor oldukça iyi savunma yaptığı maçta Beşiktaş’tan daha fazla gol beklentisi üreterek (1.04–0.76) maçı tamamlamayı başardı ve arkadan gelen hocalara da bu Beşiktaş’ı nasıl durduracakları konusunda bazı kanıtlar bıraktı.

Sonuç

Fakat Giresunspor maçındaki beklenen geri gidişe rağmen bu üç maçlık başlangıç Valerien Ismael açısından oldukça nitelikli oldu. Beşiktaş, sadece bir pozisyonun yerini değiştirerek ve iki oyuncunun rollerinde farklılık yaratarak sahadaki 11'ini kısa vadede daha doğru kullanan bir yapıya dönmeyi başardı. Üçüncü orta sahanın hücumdaki etkisizliği, yetenekli ikinci hücum bekinin de öne çıkması ve iki kanat bekinin de daha agresif hücum rolleriyle değişince takımın hücum aksiyonları da hızlı bir şekilde çeşitlendi.

Elbette hızlı başlangıçta tek değişim diziliş değil. Mantalite, maç planları, oyuncu rolleri de Beşiktaş’ta hızlı bir başkalaşım içinde. Dolayısıyla Valerien Ismael’in bu 3–4–3'ünün rakiplere yeni baş ağrıları vereceği da kesin gibi. Kanat beklerini kimle savunacakları onları bazen kontra tehdidinden mahrum, bazen hangi kenarı beke yardımcı olarak kullanacakları sorusu üzerinden ikilemde bırakacak. Euro 2020'de bir kez daha ortaya çıkan üçlü savunmayı dörtlü defans sistemleriyle savunmanın zorluğu ligdeki diğer teknik adamların da birçok kez canını sıkacak.

Fakat Beşiktaş bir şampiyonluk adayı olacaksa Giresunspor maçlarını Alanyaspor maçlarına göre bu ligde daha fazla deneyimleyecek ve Valerien Ismael’in toplu oyunda Beşiktaş’a hızlı bir şekilde ilerleme kaydettirmesi gerekiyor. Yüksek yoğunluğun çok kaliteli bir topa sahip olma oyunuyla birleştiğini son dönemde nadiren gördük ve orta vadede Fransız teknik adamın önündeki en büyük engel de bu olacak gibi. Bunun için iyi bir transfer planlamasına ve oyunundaki bazı radikal köşelerden vazgeçmesine ihtiyacı olabilir. Bu başlangıcın coşkusunu ilerleyen aylarda kaybetmemek için Beşiktaş yönetiminin ve Valerien Ismael’in yaz aylarında yapması gereken çok şey var ve pasör bir merkez orta sahayla hatlar arasında oynayabilen bir sol ön oyuncusu yapılması gereken hamleler arasında başı çekecek gibi görünüyor.

--

--